Günay Aslan: Sorunlar lüzumsuz hale gelebilir

Çivisi çıkmış; küresel hukuk, ekonomi ve güvenlik sistemi çökmüş dünyamızda yeni bir uluslararası sistem kuruluncaya kadar Kürt ve Kürdistan sorunu da dahil, hiçbir bölgesel ve küresel sorun kalıcı bir biçimde çözülemeyecektir. 

Bütün sorunlar yeni sistemin kurucuları tarafından şu ya da bu şekilde çözüm aşamasına getirildikten sonra da 97 yıl önce Lozan’da, 75 yıl önce de Yalta’da olduğu gibi yeni bir uluslararası masa kurulacak ve yeni küresel nizama orada karar verilecektir. 

Gerçi o zamana kadar ilacı bulunmaz ise Coronavirüs dünya insanlığını yok edebilir ve uzaydan bakınca fare boku kadar görünen dünyamızda bugün acımasızca sürdürülen soy, sop, din ve mezhep eksenli çıkar çatışmaları lüzumsuz hale de gelebilir. 

Böylece, ‘’sen sağ ben selamet’’ misali, bugün bizi canımızdan bezdiren bütün sorunlar kökten çözüme(!) kavuşabilir; yaşanmaz hale getirdiğimiz dünya da özlemini çektiği huzura erebilir…

Virüsün yayılma hızına baktığımızda insan kaynaklı felaketlerin yıkıma sürüklediği dünya için bu seçeneği de artık düşünmek gerekiyor. 

Dünya kendisine karşı sorumsuz davranan insan neslini tüketecek alternatifi (!) ürettiğine ve virüsler çağına girildiğine göre, bencil, yıkıcı ve aç gözlü insan soyu için artık her ihtimali düşünmek ve değerlendirmek gerekiyor.

Öte yandan Coronavirüse bir çare bulunur, felaket önlenir veya ötelenir ve yeni uluslararası nizam kurulur ise de geçmişte olduğu gibi, yeni dönemde de küresel dengeler, o dengelerin kurulmasına öncülük edecek güçlerin çıkarları temelinde şekillenecektir. Aslan payı yine onlara gidecektir…

Ezilenlerin payına ise yine hayal kırıklığı, yine ve yeniden mücadele ve bedel ödemek düşecektir. Ne de olsa halklar arasındaki bölünmüşlük gibi, uluslar ve toplumların kendi arasındaki bölünmüşlük de birleşmeyi ve birlikte mücadeleyi zorlaştırıyor.

Özellikle Kürtlerin bunu görmesi, geçmişten dersler çıkarması ve yeni küresel sistem kurulmadan önce yapılması gereken ne varsa yapmaları gerekiyor. 

Geçmişte olduğu yine geç kalmanın ve sonrasında yakınmanın bir yararı olmayacağına göre, Kürtler için ortada başka bir seçenek görünmüyor.

Çünkü küresel aktörler dünyamız için yeni bir ekonomik düzen, yeni bir siyasal sistem ve yeni bir güvenlik sistemi kurarken elbette Kürtlerin bölgelerinde bu alanlara yapacakları katkılara bakacak; devinimlerini ve birikimlerini göz önüne alacaklardır.

Dolayısıyla Kürtlerin bu perspektifle hareket etmeleri, bölgesel dengeler üzerinden küresel alana uzanacak etkili ve verimli siyasetler izlemeleri, bölgedeki ve dünyadaki partnerlerini de vizyoner bir bakış açısıyla seçmeleri gerekiyor. 

Ne var ki son zamanlarda olumlu gelişmeler yaşansa da Kürtlerin kendi aralarında anlaşmaları düşmanlarıyla anlaşmalarından daha zor görünüyor. 

Elverişli bütün koşullara ve sürecin dayatmalarına rağmen Kürtlerin bölünmüşlüğü aşma yolunda kalıcı adımlar atamamaları, 100 yıllık fırsatların heba olması riskini artırıyor.

Unutmamak gerekir; bir ulusun ulus olabilmesi için sadece soy, dil, kültür, toprak bağı ortak ruhi şekillenme değil, aynı zamanda ortak kurumlaşma ve ortak hedef de gerekiyor.

Ne yazık ki ortada 4 parça Kürdistan’ı ve diasporayı kapsayan ortak bir kurum gibi, Kürt siyaseti, elitleri ve özgürlük dinamiklerinin bir araya gelerek belirledikleri ortak bir hedef de bulunmuyor. 

Bölgenin ve dünyanın gidişatı Kürtler için bu eksikliğin hızla giderilmesini zorunlu kılıyor…

Şayet Coronavirüs gelsin, bütün sorunları kökten çözsün(!), yaşamı bütün sorunlarıyla birlikte ‘lüzumsuz’ hale getirsin diye beklenti içinde değilsek, kendi irademizle bir çare, bir çözüm üretmemiz gerekiyor.

Başkalarının üreteceği çözümlerin Coronavirüs kadar tehlikeli olacağını akıldan çıkarmadan…

İlginizi çekebilir