Aslıhan Gençay: Hatay seçim savaşları; Gökhan Zan, TİP, şantaj montaj

Gökhan Zan’a ait olduğu iddia edilen ses kaydını, şantaj sürecini, Turgay Kocakaya’yı ve TİP’in Zan’a karşı garip tutumunu tek tek değerlendirelim:

Hafta sonu TİP, Hatay büyükşehir belediye başkan adayı Gökhan Zan’ı adaylıktan çektiğini kamuoyuna duyurdu. Gökhan Zan cephesinden ise adaylıktan çekilmediği, Ak Parti ve Ak Parti zihniyetine karşı yoluna devam edeceği, açıklaması geldi. Kısaca Zan; yasal hakkını kullandı halen aday ve seçime girecek. Tüm bu karmaşaya neden olan ise Turgay Kocakaya ve kuzeni Mihal Kocakaya tarafından TİP’e gönderilen ve Gökhan Zan’a ait olduğu iddia edilen ses kaydıydı.

Aynı gece pek çok yayın organı tarafından, henüz tarafların demeçleri dahi doğru düzgün ortaya çıkmadan Gökhan Zan direkt suçlu ve şüpheli olarak lanse edildi. Oysa kaydın ona ait olması ihtimali kadar, montaj olma ve kumpas ürünü olarak servis edilme şüphesi de vardı.

Bu tür haberlerin sahipleri; haberlerini TİP’in “Biz kaydı kriminal olarak incelettik ve montaj olmadığı ortaya çıktı” açıklamasına göre yaptıklarını belirttiler.

Ses kaydı süreci nasıl gelişti?

Şimdi karmaşaya ya da ön kabule teslim olmadan, hakikatin peşinden gidelim ve konuları tek tek değerlendirelim:

Hataylıların cep telefonlarına yurtdışı meşeli (?) telefon numaralarından gönderilen ve televizyon kanarlarına servis edilen ses kaydında Gökhan Zan’ın Turgay Kocakaya adlı bir şahıs aracılığıyla Hatay AK Parti yetkililerinden para ve konum talep ettiği duyuluyordu. Gökhan Zan, bu iddiayı aynı gece yalanladı. Arkadaşı olarak gördüğü Turgay Kocakaya’nın çeşitli zaman dilimlerinde ve aralarındaki sohbetlerde ortam kaydına aldığı sesini, Lütfü Savaş ve yanındakilere ileterek bu montaj kaydın oluşturulmasını sağladığını, öne sürdü. Zan’ın açıklamasına göre Turgay ve Mihal Kocakaya, Şubat ayı içerisinde ona “Senin için montaj ses kaydı hazırladık.” diyerek 5 milyon TL istemek suretiyle şantaj yapmış, Zan ise bu şantaja boyun eğmeyince şahıslar farklı yollara yönelmişlerdi.

Peki, kimdi bu Turgay Kocakaya? Zan’ın 6 Şubat depremleri sırasında tanışıp arkadaş olduğu ve arada sırada buluşup yemek yediği, kendini bazen akademisyen, bazen de coğrafya öğretmeni olarak tanıtan fakat akademik kariyeri hakkında açıklama yapmaktan imtina eden bir kişi. Zan’a göre, bu kişi ona arkadaşı olarak yaklaşmış, tuzak kurmuş, sesini kaydetmişti.

Sonrasında ise bu kayıtlar, Kocakaya’yı Zan’ın yanına gönderenler tarafından deep fake yöntemiyle işlenmiş ve dinlediğimiz ses kaydı oluşturulmuştu.

Zan, Turgay Kocakaya’nın başından bu yana aslında Lütfü Savaş tarafından yanına gönderildiğini ve bu oyunu Savaş’ın adamlarının tezgâhladığını da aktarıyor.

Hataylılardan gelen bilgilere göre ise Kocakaya şantaja başladığı ilk etapta Lütfü Savaş’ın danışmanı Mehmet Güzel’in oteline yerleştirildi ve Hatayspor yönetim kurulu üyesi İbrahim Ethem Sunar’dan 15 bin TL aldıktan sonra, X platformunda hem kendi hesabından hem de bot hesaplar açmak suretiyle Lütfü Savaş’ı öven ve Gökhan Zan’ı kötüleyen iletiler paylaşmaya başladı. Üç kaynaktan gelen bu bilgileri halen araştırıyorum ve yakında sonuçları açıklayacağım.

X platformundaki takipçileri, o güne dek Gökhan Zan’ı destekleyen Kocakaya’ya, 180 derecelik bu dönüşünün nedenini sorduklarında ise Kocakaya Gökhan Zan’ı suçladı.

Kocakaya’nın iletileri; Gökhan Zan’a ait bir ses kaydı olduğu ve Zan’ın Hatay Ak Parti yetkilileriyle para ilişkilerine girdiği üzerineydi.

Zan’ın açıklamalarına göre; iletilerin ve şantajların başladığı dönemde Zan, yaşananları TİP’in Hatay’da bulunan yetkilisi milletvekili Ahmet Şık’a anlattı. Şık ise ona; “Olur böyle şeyler, iftiralar hep atılır, siyaset böyle, biz yanındayız.” minvalinde cevaplar verdi.

Kocakaya’nın hakaret ve iddiaları devam edince Zan, 7 Mart 2024’te Kocakaya’nın iletilerinin ekran görüntülerini alarak bu kişiyi savcılığa şikâyet etti. Öte yandan belirsiz bir ses kaydı ile tehdit edilip şantaj yapıldığı, adaylıktan çekilmeye zorlandığı halde, böyle bir kaydı eline geçmediği için varsayım üzerinden ses kaydı şikâyetinde bulunmamıştı.

Geçtiğimiz Cumartesi günü TİP milletvekili Ahmet Şık, Gökhan Zan’ı çağırarak ona ilgili ses kaydını dinletti. Zan, kaydın montaj olduğunu ve kayıtla birlikte hemen savcılığa giderek şikâyette bulunmak istediğini Şık’a iletti. Zan’ın demeçlerine göre Şık, ona kaydı vermeyi reddetti ve hem “Sen çok yoruldun, adaylıktan çekil istersen.” dedi hem de “Şikâyet için Pazartesi’ye kadar bekleyelim ve birlikte yapalım.” teklifinde bulundu. Bu teklifleri reddeden Zan, Pazar günü Şık’ın ses kaydını vermeye ikna olması sonucu avukatıyla birlikte Hatay savcılığına giderek ikinci suç duyurusunda bulundu.

Zan, suç duyurusundan sonra yaptığı basın açıklamasında henüz partisinin kendi hakkında yaptığı açıklamadan habersizdi. Basın açıklaması bittikten sonra TİP’in onu adaylıktan çektiğine dair açıklama yaptığını öğrendi.

Şahsi instagram hesabını TİP’in yönettiğini bildiren Zan, o gece TİP’in İnstagram hesabına erişimini ve kendini kamuoyuna karşı savunmasını engellediğini, kendi hesabına ancak VPN yardımıyla girip videoyu yayınlayabildiğini de açıkladı.

Kayıttaki şaibeler

Mevzubahis kayıt çelişkilerle doluydu. Zan’la 24 Ocak 2024 tarihinde yani henüz TİP’in adayı olmadan önce yaptığım ve P24’te yayınlanan röportajda Zan bana; “Ak Partili spor bakanının, Mayıs seçimleri sonrası ona bakan yardımcılığı ve 81 ilde kuracakları spor tesislerinin başına geçmesi” teklifinde bulunduğunu, kendininse “Birlikte yürüyeceğim bir parti değilsiniz.” diyerek teklifi reddettiğin aktarmıştı. Bu beyana Ak Parti cephesinden bir yalanlama gelmedi. Ayrıca o dönem Zan, CHP hariç tüm partilerin ona çeşitli tekliflerle geldiğini de aynı röportajda aktarmıştı. Zan’ın gönlünde yatan ise aidiyet duyduğu CHP’ydi.

Peki, 2023 Mayıs ayında bakan yardımcılığı teklifini ve diğer teklifleri reddeden Zan, 11 ay içinde ne olmuştu da birden bire -ses kaydına göre- Ak Parti’den para ister hale gelmişti? İşte malum ses kaydının çelişkilerinden biri buydu.

Bir diğer çelişki ise konuşmaların akışı ve Zan’ın telefonu “Anladım” kelimesiyle açmasından verdiği cevaplara kadar kopukluklar içermesiydi. Turgay Kocakaya’nın, İskenderun’da oturdukları bir kafede sohbet esnasında sorduğu “Seçimi kazanamazsan ne yapacaksın?”sorusuna verdiği cevabı kaydettiğini ve bu bölümün malum ses kaydına montajlandığını öne sürdü Zan. Bu da kayıt açısından ciddi bir şüpheydi.

Ses kaydında Kocakaya’nın “Şu anda Ak Parti il binasındayım, tuvaletten konuşuyorum.” dediği de duyulmaktaydı. İstanbullular ve Ankaralılar bilmeyebilir belki lakin Hatay’da partilerin il binaları yoktu. Ak Parti il binası denen yer, sadece küçük bir konteynerdi. Tuvalet de bu konteynerin içinde bulunuyordu. Herhangi biri, büyük bir binadayım ve tuvalete geçip gizli bir görüşme yapıyorum, dendiğinde bu sözlere inanabilirdi evet. Lakin bir Hataylı bu açıklamanın gerçekdışı olduğunu anlar ve sorardı elbette. Zan da bunu bildiğine göre neden Kocakaya’nın açıklamasına hiç tepki vermemiş ve normal karşılamıştı? Bu da bir şüpheydi. Ayrıca ses kaydının yayınlanmasından sonra bana ulaşan pek çok CHP ve TİP seçmeni kaynağım, aynı çelişkinin altını çizdi.

19 Mart günü gazeteci Enver Aysever’in Youtube yayınına canlı bağlanan Turgay Kocakaya bu defa da görüşmeyi bir villada yaptığını aktardı ve bu açıklama da ses kaydı açısından bir çelişkiydi.

TİP’in bazı gazetecilerin haberlerine dayanak yaptığı ilk beyanına göre “ses kaydı kriminal incelemeden geçirilmiş, montaj olmadığı anlaşılmıştı.” Peki, TİP neden kaydı hangi kuruma, merciye, hangi tarihte incelettiğini ve inceleme raporunu kamuoyuna sunmuyordu? Hakikatin peşindeki gazeteciler olarak bizler bu soruyu sorarken, 19 Mart 2024’te TİP Genel Başkanı Erkan Baş “Ses kaydının gerçek olup olmadığını bilmediklerini” T24’e açıkladı. Bu açıklamaya dek TİP’e dayandırılarak yapılan haberler ise yalanlanmış oldu. Ortada ses kaydına ilişkin kriminal bir inceleme ve rapor yoktu. Bu durum ses kaydına dair şüpheleri artırdı.

TİP’e dair çelişkiler

CHP’nin Hatay’da Lütfü Savaş’ı Hatay halkına aday olarak zorla dayatması sonucu ve Hataylıların tepkisi üzerine TİP, bence yerinde bir hamleyle,  Gökhan Zan’a adaylık teklif götürmüş ve Zan da bu teklifi kabul etmişti. Lakin belirtelim; TİP teklif götürmese de Zan zaten bağımsız aday olacaktı. Peki, ortada Turgay Kocakaya ve kuzeni gibi şaibeli şahısların beyanı ve ilettikleri şüpheli bir ses kaydı dışında hiçbir delil, kanıt, belge yokken, TİP nasıl bu iddiaya dayanarak Gökhan Zan’ı adaylıktan geri çekti?

Bu karar çok tartışıldı zira bu mantığa göre hakkında herhangi bir iddia ve iftira bulunan tüm adayların, TİP tarafından çekilmesi gerekiyordu. Hatırladığımız kadarıyla TİP İstanbul milletvekilleri Ahmet Şık ve Sera Kadıgil hakkında da Mayıs seçimleri döneminde pek çok iddia sosyal medyada güçlü bir şekilde dile getirilmişti. Eğer sadece bir iddianın varlığı, aday çekmek için yeterliyse neden bu iki vekil o dönem adaylıktan çekilmemişti?

Eğer adayın parti geçmişi gündem yapılacaksa Gökhan Zan’ın neden İyi Parti’ye geçmek zorunda kaldığını, özünde CHP’li olduğunu en iyi TİP biliyordu ve öte yandan hakkında iddialar bulunan Sera Kadıgil de CHP geçmişinden gelmekteydi. Anlamak güç.

TİP’in Samandağ ve Arsuz ilçe örgütleri, adaylık sürecinin başından beri Zan’ın İyi Partili olduğunu söyleyerek, onun büyükşehir adaylığına karşı çıkmıştı. Hatta genel merkeze “Gökhan Zan bizim ilçemizde çalışma yapmasın ve adaylarımızla yan yana görülmesin.” diye taleplerini iletmişlerdi. TİP genel merkezi bu isteğe boyun eğdi. Oysa Gökhan Zan zaten ne devrimciydi ne de hızlı bir solcu. CHP kökenli, Lütfü Savaş ve Kemal Kılıçdaroğlu tarafından vekilliği engellenerek İyi Parti’ye itilmiş sosyal demokrat bir kişiydi sadece. Solcular için vazgeçilmez olan ‘faşizme karşı tüm halkları, kimlikleri, bireyleri kapsama ve dönüştürme’ perspektifini ilçe örgütlerine anlatmak yerine, armudun sapı, üzümün çöpü dayatmasını kabul eden TİP genel merkezi Zan’ı, Samandağ ve Arsuz’daki parti çalışmalarının ve mitinglerin hiçbirine katmama kararı aldı. Peki, o zaman Zan’ı neden aday göstermişlerdi, sesini çıkarmadan evinde otursun diye mi?

Açıkçası TİP, Gökhan Zan’a üvey evlat muamelesi yaparak dışladı oysa Zan, Hatay’da en az TİP kadar seviliyordu.

Geçen hafta bana ulaşan CHP seçmeni Samandağlılar; “CHP’li Belediye başkanı Refik Eryılmaz’ın, Samandağ ön seçiminde seçilememesi nedeniyle, CHP’nin değil TİP’in adayını desteklediğini, hatta TİP meclis üyeliklerine 15 kişi yönlendirdiğini, Eryılmaz’ın akrabası ilçe başkanının ise sandık görevlilerini TİP’lilerden belirlediğini” iletti. CHP seçmeni tedirgindi. Hafta sonu yaşanan ses kaydı gelişmesi üzerine Samandağlılarla tekrar görüştüm ve iddialarını yineleyerek, bana bir isim listesi sundular. Dediklerine göre TİP Samandağ, ön seçimden bu yana “İlçede TİP, Hatay’da Lütfü Savaş” diyerek çalışma yapıyor, kendi adayları Gökhan Zan’ı değil, Lütfü Savaş’ı destekliyordu.

Hafta içi bana ulaşan Samandağ Değişim İttifakı’ndan Erkan Düzce ise “Bu iddiaların yalan olduğunu, meclis üyelerinin hepsini ittifak olarak birlikte seçtiklerini, Refik Eryılmaz’la hiçbir ilişkilerinin bulunmadığını, CHP sandık görevlilerinin TİP’lilerden oluşmadığını, Hatay’da ise Lütfü Savaş’ı desteklemediklerini” aktardı. TİP’in, Samandağ ve Arsuz’a Gökhan Zan’ı götürmeme kararını doğrulayan Düzce’ye, Gökhan Zan’a ait olduğu iddia edilen ses kaydına ve TİP’in tavrına dair düşüncesini de sordum. Düzce; “TİP kesin kanıt olmayan bir ses kaydı yüzünden değil, ‘İlçe örgütlerimiz Zan’ı istemiyor’ diyerek Zan’ı adaylıktan çekseydi daha uygun olurdu. Pusulalar da çıktığı için ortada kesin bir kanıt olmadığından adayın arkasında durmalıydı.” cevabını verdi.

Arsuz’a gelirsek, benzer bir durum bu ilçe için de geçerliydi. TİP Arsuz ilçe örgütü başından beri Gökhan Zan’ın ilçelerinde çalışma yapmasını istemedi ve TİP genel merkezi de bu isteğe göz yumdu.

Hal böyle olunca TİP’in kesinliği netleşmemiş ve montaj olma şüphesi yüksek bir ses kaydına dayanarak Zan’ı çekilmeye zorlaması, Zan kabul etmeyince de “adayımız değil” açıklaması yapması tartışmaya açık hale geliyor. Her ne kadar Erkan Baş, Zan’ın “kazanamazsam ne yapacağımı düşünmeliyim” beyanını kararlarına gerekçe olarak gösterse de Zan, her katıldığı yayında bu sözü Turgay Kocakaya ile dostane bir sohbetin TİP tarafından kendine sorulması üzerine söylediğini açıklıyordu.

Şimdi Samandağ ve Arsuz’dan bana ulaşan birçok kaynak; “TİP’in Samandağ ve Gebze karşılığında Hatay’ı Lütfü Savaş’a hediye ettiğini, CHP ile TİP arasında bir anlaşma yapıldığını lakin Gebze’de Erkan Baş’ın kazanmasının mümkün olmadığını, Gökhan Zan’ı göz göre göre harcadıklarını” düşünüyor.

Bu iddialara, Özgür Özel’in sürekli yaptığı “Biz Gebze’de TİP’in önüne aday çıkarmıyoruz ama TİP bize Hatay’da kaybettiriyor.” açıklamaları, Gökhan Zan’ın oy oranı yükselişe geçip Özel’in tekrar bu minvalde bir açıklama yapmasının ardından malum ses kaydının basına servis edilmesi trafiği de katılınca şüpheler oluşuyor.

Hataylı yerel gazeteci Mustafa Dilek’in yorumu ise şöyle; ”TİP’in Hatay, Samandağ ve Arsuz’daki çalışmalarından, Gökhan Zan’a karşı dışlayıcı tavırlarından, Barış Atay’ın Gökhan Zan’la yan yana gelmek istememesinden zaten TİP’in Gökhan Zan’ı adaylıktan çekmek için bahane aradığı belliydi. Bence ses kaydı buna bahane oldu. Ortada kesin kanıt yokken hemen bu açıklamayı yapmaları da bu yüzden. Ben başından beri seçimden 15 gün önce TİP’in Gökhan Zan’ı çekeceğini öngörmüştüm.”

Son olarak bu şüphelere, olaylı gecede TİP’in Gökhan Zan’ın şahsi İnstagram hesabına erişimini neden engellediği muammasını da ekleyebiliriz.

Not: Ses kaydı yayıcısı şüpheli Turgay Kocakaya’nın geçtiğimiz ay gece 03.00’te benim fotoğrafım ve kişisel verilerimin bulunduğu “terörist bağyan gasteci” başlıklı bir banner’ı X’te yayınladığını, ekran görüntülerini aldığımızı ve şahıs hakkında avukatım Tugay Bek’in suç duyurusunda bulunduğunu, şahsın bu paylaşımı X’ten sildiğini, iki bot hesabın da İçişleri Bakanlığının bana ilettiği maile göre siber suçlar masası tarafından inceleme altında olduğunu, kamuoyuna duyurmak isterim.

İlginizi çekebilir