Türkiye’deki LBGTİ örgütleri yaşam haklarından endişeli

Türkiye’de yaşayan LGBTİ bireyler açısından, gündemdeki anayasa değişikliği toplumdaki nefreti yaygınlaştıracağı ve kamu eliyle nefret uygulanabileceği nedeniyle endişeyle karşılanıyor.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “aile fıtratını koruma ve güçlendirme” yaklaşımıyla gelecek hafta TBMM’ye sunulacağını açıkladığı anayasa değişikliği ve olası etkileri tartışılıyor.

Farklı cinsel yönelimleri çatısı altında toplayan LGBTİ örgütleri, iktidar kontrolundaki Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) kamu spotu yayınlayarak yurttaşlara katılım daveti yaptığı “Büyük Aile Buluşması” mitingi ile birlikte artık her gün nefret söylemi öznesi olduklarını vurguluyor.

Bu miting sonrasında Ankara siyasetinde “başörtüsüne güvence” polemiğiyle birlikte “aileyi güçlendirme” iddiasıyla Erdoğan’ın gündeme taşıdığı anayasa değişikliği hamlesi de LGBTİ bireyler arasında kamu otoritesi tarafından doğrudan hedef alınma olarak görülüyor.

LGBTİ örgütleri, “Türkiye’de yasal mevzuat çerçevesince bizlere herhangi bir hak tanınmamış olduğu için hak kaybı yaşamayacağız ancak Anayasa düzeyinde hedef gösteriliyoruz ve yaşam hakkımız tehdit ediliyor” endişesinde birleşti.

Türkiye’de LGBTİ bireyler tarafından örgütlenme noktasında, Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği (Kaos GL) 15 Temmuz 2015 tarihli dernekleşme başvurusuyla ilk örneği oluşturuyor.

Ankara Valiliği, Türk Medeni Kanunu’nun 56. maddesindeki “Hukuka ve ahlaka aykırı dernek kurulamaz” hükmüne aykırılık iddiasıyla Kaos GL’ye karşı çıkıyordu. O dönemde kuruluşunu Ankara Valiliği’nin itirazı sonuçsuz kaldığı için gerçekleştirebilmiş olan Kaos GL, gelecek döneme ilişkinse endişeli.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Kaos GL İletişim Koordinatörü Yıldız Tar, Anayasa’nın 41’inci maddesinde “aile” kavramıyla ilgili yapılacak değişiklik için, evlilik kurumu için kadın-erkek birlikteliği tarifi konulacağı bilgisi bulunduğunu anımsatarak, aslında bunun pratikte LGBTİ bireyler için herhangi bir hak kaybı karşılığı bulunmadığını söyledi.

Zaten LGBTİ bireylere tanınmış evlilik bağı hakkı bulunmadığını ve halihazırda tüm mevzuatta kadın-erkek birlikteliği üzerinden aile tarifi yapıldığını söyleyen Tar, ancak Anayasa’nın ilk adım olabileceğini ve ardından kanun değişiklikleri adımları gelebileceğini ifade etti.

Tar, anayasa değişikliğindeki temel sorunu ise, “Saraçhane’deki miting ile başlayarak bugünlerde illerde devam eden LGBTİ bireyleri hedef alan nefret söylemini onaylama durumu” olarak açıkladı.

/VOA/

İlginizi çekebilir