SES: Sağlıklı, Yaşanabilir, Rant Üretmeyen, Demokrasinin Gelişimine Katkı Sağlayan Yerel Yönetim Pratikleri İstiyoruz

SES, (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası) dün gerçekleşen yerel seçimlerin ardından bir basın açıklaması yayınladı.

Sendikanın ”Sağlıklı, Yaşanabilir, Rant Üretmeyen, Demokrasinin Gelişimine Katkı Sağlayan Yerel Yönetim Pratikleri İstiyoruz” başlıklı açıklaması şöyle:

 

Bir yerel seçim dönemini daha geride bıraktık. Önümüzdeki 5 yıl boyunca görev alacak belediye başkan/eş başkanlar, belediye ve il genel meclis üyeleri ile muhtarlar seçildi. Seçim sonuçlarına baktığımız zaman ciddi bir değişim isteği olduğu görülmektedir. Pandemi de ve depremde kentlerin sağlıksızlığı, ranta dair imarlaşma, doğaya bilinçsizce veya rant amaçlı müdahale yaşamlarımıza mal oldu. Bu seçim sonuçlarını buna bir itiraz olarak görmek gerekiyor. Uygulanan yanlış ekonomik politikalar ile derinleşen yoksulluğa ve baskıcı siyasal politikalara isyan olarak ta görmek gerekiyor. 

Fakat biz SES olarak; konunun siyasi boyutları yerine yerel yönetimler ve sağlık üzerinden bir kaç söz kurmak talep ve beklentilerimizi ifade etmek istiyoruz. 

Sağlıklı olmanın çeşitli parametreleri bulunmakta ve bunların birçoğu da kent yaşamı ve kente dair mühendislik alanları ile de ilgilidir. Sağlıklı ve dengeli beslenme, temiz su ve gıdaya erişim, temiz hava, sağlıklı çevre, doğa ile uyumlu bir yaşam, uygun konutlarda barınma, evsel ve sanayi atıklarını bertaraf edecek doğaya ve canlılara zarar vermeyecek uygun alt yapı sistemleri gibi temel parametrelerin yanında insanların kültürel, sanatsal, eğitim vb başlıklarda kendini eyleyeceği mekanlara ve olanaklara da sahip olmak gerekir. Belki de en önemli diğer parametrelerden biri de kent hakkıdır. Kente dair alınacak her türlü kararda mekanizmalara katılım, demokratik kollektif bir yaşamı üretmedir. 

Pandemi de ve depremde sağlıksız, denetimsiz, rant amaçlı imara açılan kentleşme pratiğini canlarımızla nasıl ödediğimizi hep birlikte deneyimledik. Bir daha bunların yaşanmaması için yukarıda ifade ettiğimiz demokratik katılımcılığı esas alan, yoksulluğu ve işsizliği de gidermeye yönelik pratikler bekliyoruz. 

Yerel yönetimlere yeni seçilen herkese başarılar diliyor ve sağlıklı kentler için aşağıdaki önermelerimizin dikkate alınmasını istiyoruz.

Toprağı yaşatmak; suyu yaşatmak; havayı yaşatmak ve ısıyı denetim altında tutmak. Bu dörtlü yaşarsa, onların yaşattıkları da yaşar. Hepsi yaşarsa insan da yaşar. Peki, bu nasıl olacak? Konuyu biraz açacak olursak şunları söyleyebiliriz:

  • Kamu sağlık kurumlarının imarı sırasında kent rantı sağlamasının önüne geçilmesi. Erişebilirliğin öne çıkarılmasına yönelik çalışmalar yapılması. Kent merkezlerinde bulunan ve erişebilirliği kolay olan sağlık kurumlarının kapatılarak şehrin ücra yerlerinde inşa edilen devasa binalara taşınması hem kent rantını doğurmakta hem de erişebilir olmaktan çıkmadır.
  • Köylerin ve kasabaların doğal yaşamı tehdit etmeyecek şekilde kent kültürü öncelikli değil, kültürel dokularını önceleyen bir belediyecilik beklemekteyiz.
  • Uluslararası sermayenin ormanlarımızı ve dağlarımızı talana açıp sömürge madenciliğini yerellerimizde inşa etmesinin önüne geçecek ekoloji bilincini ve birliklerini geliştirecek bir yerel yönetim istiyoruz.
  • Kentlerin “engelsiz” inşasına yönelik çalışmalar başat olmalıdır. Yapılan her çalışma engelsiz kent perspektifi ile yapılmalıdır. 
  • En az doğal kaynak kullanma
  • Ekolojik ayak izini en aza indirme
  • Sera gazına yol açan uygulamaları sıfırlama
  • Sıfır karbon ilkesini hayata geçirme
  • Kent içi ulaşımda motorlu araçları saf dışı edip yürümeyi en mümkün hale getirme
  • En az motor kullanıp -en az kirletici gaz yanında- en az ısı yayma
  • Güneşten, rüzgârdan, akıntıdan, dalgadan enerji kaynağı olarak en yüksek düzeyde faydalanma
  • Kullanılabilir suyu en az düzeyde atık suya dönüştürmeye sebep olma
  • Binaları hava akımlarını kesmeyecek şekilde inşa etme
  • Cadde-sokak düzenini hava akımlarını kesmeyecek şekilde kurma
  • Binaları hava akımını kullanarak, klima kullanmadan, serinletme
  • Binaları dışarıyı ısıtmayacak şekilde yapma
  • Kentin gıdasını kent içi ve kent çevresinde aynı kentin insanları tarafından organik tarım ilkelerine göre üretme
  • Yeniden kullanma, yeniden üretim ve dönüşüm ilkelerine uyma; atıklar yeniden ve yeniden kullanma
  • Çok yoğun bir ağaçlandırma ve yeşil koridorlarla tüm kentin bir orman gibi olmasını sağlama (Ağaçlı semtlerin daha serin olduğu, daha az klima kullanımına ihtiyaç gösterdiği bilimsel bir gerçek. Ağacın yeşil bir estetik sağlaması, havayı temizlemesi ve ses kirliliğini azaltması özellikleri zaten biliniyor.)

 

01.04.2024

MERKEZ YÖNETİM KURULU

 

 

İlginizi çekebilir