Sami Certel: Nordrhein-Westfalen notları

1- asimilasyon 

ıslak talaş ve mazot kokan ve yaşlı bir fahişeye tıpatıp benzeyen eski bir minibüs, pazartesi sabahlarını her defasında bulutlu bir göğe denk getirir, saat yedide kapıya dayanırdı. bizleri lacivert ceketlere sarmaladıktan sonra, o minibüse, dualarla bindirirlerdi. iri çekilmiş afsunlu tuz taneleri yedirirlerdi.

tünedikleri taşlara, süngü zoruyla boşaltılmış köylerin ıssızlığını oyup, göynük çayının batıya doğru kıvrılan ömründen sonsuz giden beyaz su kuşlarıyla aynı yöne gidecek,lacivert ceketler içinde bir halkın cinayetini büyüyecektik.

2-sürgün 

wernau’da, tamir kademesine çekilmiş eski bir trenin camında gördüm aksimi: oradayım, bin yıl süren bir günün içinde.

bir bilet etmemiş dünyada hiçbir yer, gelip bir çölün iqra’sında susmuş ayaklarım.

demek ki, akrepler göreceğim daha.

kum fırtınaları koptuğunda bir daha balçığa dönecek matarada su, ufuklara bakacağım ümitsiz…

nefes alsam, yığılıp kalacak ciğerlerimde, biliyorum.

 

3-mehamn mektubunun zarfı ve mehamn isyanı

dünyanın en kuzeyinde, demir çağından beri işleyen bir limana mektup yazıyorum. ellerimin üstüne, içimi ısıtan kar taneleri düşüyor. 

zarfın üzerine, 

“dünyanın sonundaki mavi ev eliyle,

mehamn limanı”

diye eski usül yazıyorum adresi.

orada, kendine, “dünyanın sonundaki mavi ev” diyen üç odalı bir han var. anlıyor nesir şiirden, belli…

hayır, bir kent değil mehamn;  isyanla başlayan bir köy.

bir gün, açgözlülüğü açlığından kat be kat büyük bir adam, balina işlemek için limanın az ötesine bir fabrika kurar.  yıl 1885’tir.

fabrikayla beraber balina avcılığı gelişip, büyür.  okyanus açıkları balinalardan boşaldıkça, balinaların açıklardan sürüp getirdiği balık sürüleri de gelmez olur. yaşam yörenin balıkçıları için her gün biraz daha zorlaşır.

zorluk öfkeyi gürleştirir.

isyan, kalbini açıkta gezdiren, namuslu bir duvar ustasına benzer, gerekçeleri basittir. eğrisi büğrüsü yoktur. okumayı henüz sökmemiş bir çocuk bile okuyabilir onu. sadedir. ve ona yeltenen her insan, köy, şehir onunla güzelleşir.

bir bahar öfkeleri açlıklarından, açlıkları öfkelerinden büyük ikibin balıkçı, bir yürüyüş yürürler ki fabrikaya , ne dağıtılmadık bir  tezgah koyarlar, ne de kırılmadık bir çark. seyre gelir bütün ülke. yasaklanır balina avlamak ve isyan tacına kavuşur.

4- insan

bir yer değildir insan; bir yerden bir yeredir. bu başta oluşurken, diğer başta dağılan bir şeydir.  

dışarıdan başı ve ayakları arasında, bir metre ile yarısından belki biraz fazla, belki de tam o kadar bir şey iken insan, içeriden sonsuz uzayan ve sonsuz genişleyen bir şeydir.  iyilik ve kötülüğün sonsuz bir hal alabiliyor olması insanda bu sebepledir.

İlginizi çekebilir