Osman Aytar: Peki kafanızdaki Kürdistan’ı ne yapacaksınız?

İçte ve dışta her gün yeni sorunlarla karşılaşan Türk devletinin, 27 Mayıs 2019’da yine büyük laflarla Güney Kürdistan’daki ‘PKK hedefleri’ne yönelik başlattığı ‘Pençe Harekatı’, güdümlü basın-yayın organlarının da ‘manşetleri’ ile sürüyor.

Nerdeyse her saat başı ‘burayı bombaladık’, ‘orayı imha ettik’, ‘teröristleri etkisiz hale getirdik’ ve benzeri haberlerle ‘zafer’ ilanı yapıyorlar. Bilmeyen de diyecek ki kısa sürede bir ‘zafer ilanı’ var. Peki bu kaçıncı ‘harekat’, ‘operasyon’, ‘sıcak takip’ ve benzeri ‘sınır ötesi’ hareketi? Şimdiye kadar ne oldu da şimdi ne olacak?

Geçmişte Koçgiri’de, Şeyh Said Ayaklanması’nda, Ağrı Ayaklanması’nda, Dersim Ayaklanması’nda ve benzeri daha onlarca ayaklanma ve direnişlerde benzeri ‘harekat’, ‘operasyon’ ve ‘sıcak takip’ gibi adlarla gerçekleştirilen bombalama, katliam ve sürgünler bir yana, 1980’li yıllarda 25 Mayıs 1983’te gerçekleçtirilen ‘İlk sınır harekatı’nda bu yana yapılanlara bakarsak, Türk devletinin attığı ‘zafer’ çığlıklarının yeni olmadığı görülebilir.

Bu tür ‘harekat’ ve ‘operasyon’lara verilen adlara bakılırsa nerdeyse verecekleri ad kalmadı, örneğin bunlardan bir kaçının ad ve tarihleri şöyle:

‘Sıcak Takip Operasyonu’: 27 Mayıs-11 Ekim 1984

‘Süpürge Harekatı’: 5-13 Ağustos 1991

‘Çelik Harekatı’: 21 Mart 1995 – 30 Aralık 1996

‘Tokat Operasyonu’: 14 Haziran 1996

‘Çekiç Harekatı’: 14 Mayıs 1997- 20 Eylül 1997

‘Yarasa Operasyonu’: 13 Nisan 1998

‘Şafak Harekatı’: 25 Eylül 1997-16 Şubat 1999

‘Güneş Harekatı’: 21-29 Şubat 2008

‘Fırat Kalkanı Harekatı’: 24 Ağustos 2016-29 Mart 2017

‘Zeytin Dalı Harekatı’: 20 Ocak 2018-…

‘Pençe Harekatı’: 27 Mayıs 2019…

Liste çok uzun ve nerdeyse güdümlü basın-yayın organları bile sayılarını hesaplamayacak durumda, çünkü bu saldırılar öylesine ‘günlük’ hale gelmiş ki.

Peki ne oldu sonuçlar? Kürt ve Kürdistan davası ‘bitti’ mi? Evet, dağlarımız, ovalarımız ve şehirlerimiz bombalandı, canlarımızı kaybettik, milyonlarca insanımız göç ettirildi ve zorunda bırakıldı. Demokratik mücadeleyi esas alan onlarca parti ve örgüt ‘bölücülük’ adı altında kapatıldı, HDP’ye ve onunla hareket eden DTK ve DBP’ye her gün ‘terörist’ suçlamaları yapılıyor, isimlerinde ‘Kürdistan’ kelimesi olan PAK, KKP, PSK ve TKDP gibi partiler kapatılmak isteniyor.

Ama Kürt ve Kürdistan davası tüm baskı ve zulümlere rağmen bugün yaşamın her alanında kendini gösteriyor.

O zaman, daha fazla kan ve gözyaşının dökülmemesi için, Türkler’in sahip oldukları tüm ulusal ve demokratik haklara Kürtler’in de sahip olmalarından yana olan Kürt ve Kürt dostlarının, demokratik norm ve değerlere sahip Türkler, Lazlar, Araplar ve diğer etnik aidiyetleri sahip kesimlerin, kan ve gözyaşlarından dersler çıkarmayarak inkar ve imhada ısrar edenlere her zaman ve her yerde şunlar daha fazla söylemelerinin zamanı bence:

‘Harekat’ ve ‘operasyon’larınıza, Ne ad ve rol verirseniz verin, Tut ki Afrin gibi Menbiç’e girdiniz, Tut ki Afrin gibi Kandil’i ele geçirdiniz, Tut ki Afrin gibi Şingal’ı işgal ettiniz, Tut ki ‘Kürdistan’ isimli partileri kapattınız, Tut ki ‘Kürt sorununda duyarlı’ partileri kapattınız, Tut ki sizin gibi ‘bağırmayanlar’ı susturdunuz…

Peki ya sonra yapacaksınız? Nereye giderseniz gidin nafile, İster o koskocaman sarayınızda olun, İster o yaşadığınız evlerinizde olun, Gece yatarken de, Gündüz uyanıkken de, Hep kafalarınızda olan, Sizleri tirtir titreten, Diyarbekir korkusudur, Kürt ve Kürdistan korkusudur…

Peki kafalarınızdaki bu Kürdistan’ı ne yapacaksınz? Kafalarınızı da mı bombalayacaksınız? Kafalarınızdaki Kürdistan’ı da mı kapatacaksınız?

Gelin daha fırsat varken, Vazgeçin bu ‘harekat sevdası’ndan, Kan ve gözyaşlarına artık bir dur deyin, Kafaları ‘harekat’ ve ‘operasyon’lar için değil, Birlikte eşit statülerle yaşayacaksak da, Dost iki komşu olarak yaşayacaksak da, İnsanlarımızın mutluluk ve özgürlüklerine yoralım…

/Nupel/

İlginizi çekebilir