Müslüm Yücel: Şiddetin boyutları

Son iki gündür hepimizin canını yakan bir şiddet vakasıyla yüz yüzeyiz. Kimileri bu şiddete sessiz kaldı, kimileri seslerini yükseltti. 

Gazetelerde çıkan kimi yazı ve yorumlara bakacak olursak, durum vahimdi.

Benim yirmili yaşlarımı hatırlatan Eyüp Ensari’nin yazısından sonra T24 ve diğer gazete ve TV’lerde olayın görülmesi üzerine meseleyle ilgili birkaç şey yazmak istedim. 

Rukiye Ekenler korona hastalarına bakıyor. Yoğun bakım, hastanelerin en can alıcı yeridir; doktor, ameliyatını yapar ve hastasını yoğun bakıma teslim eder. Herkesin gözü ve kulağı oradadır.

Ekenler’e uygulanan şiddet, ilk başta bu yoğun bakım hastalarına uygulanmıştır. Ve Ekenler’e şiddet uygulayan Doktor Mehmet Sait Birgül de burada yalnızca tıp ahlakını ihlal etmekle kalmamış, insana ait duyguları da sonuna kadar ihlal etmiştir. 

Ekenler arkadaşı Berna Hacaoğlu ile karakola gitmiş, ifade vermiştir. Daha sonra Birgül’de karakola gitmiş ve burada o da ifade vermiştir.

Birgül’ün ifadesi daha sonra gazetelere verdiği kimi demeçlerle de ortaya çıkmıştır. Birgül, bugüne kadar kadına şiddet uygulayan herkesin konuştuğu bir dil kullanmıştır; “O beni dövdü” demiştir. 

Birgül biraz daha illeri gitmiş, suçunu örtmek adına, başka bir suç da işlemiştir. Yine kendisi söylüyor: “Kamera görüntülerine baktım.” 

Bir hastanenin kamerasına bakmak suç olsa gerek ve burada, örtülü de olsa açıkça görülen, Birgül ile hastanenin kamera sorumlusunun sıkı bir dayanışmasıdır. Açıkça bu, kadına karşı basit bir erkek dayanışmasıdır.

Hastanenin başhekimi ve sahibi de tepki vermeyerek bu sıkı erkek dayanışmasının kartvizitleri olmuşlardır. Bütün bunların altında, gözle görülür bir erk/ erkek ve egemen dayanışması gözden kaçmıyor. Birgül söylüyor, diyor ki “kameraya baktım, ne var?” 

Birgül, ne yaptığının bile farkında değildir. Onu savunmak yine garip bir şekilde Ekenler’e düşmüştür. Ekenler diyor ki bu adam aylardır, hastanede yatıyor, evi yok, geceleri nöbet tutuyor, ona üzülüyorum. 

Polisin olaya magazin bir boyut kazandırmak istemesi yaralayıcıdır. Polisin ilk sorduğu şey şu olmuştur: Aranız da bir şey mi var? 

Bu soruya Berna Hocaoğlu tepki göstermiş, bunun üzerine taciz sona ermiştir. 

Kimi çevrelerin, adam özür dilesin bitsin demesi de aynı şiddetin farklı bir boyutudur. Alttan alma, üstünü örtme… Bu dostça bir şiddettir, ağır ve yaralayıcıdır.  

Ekenler’e bende ulaştım. İyi şeyler de vardır, yalnızlığı gideren, iyi şeyler. 

Alığım bilgilere göre meselenin geliştiği ilk saatlerde Sırrı Süreyya Önder ve Filiz Kerestecioğlu meseleyle yakından ilgilenmişlerdir. İstanbul Vali Yardımcısı Bahattin Atçı, Ekenler’i aramış, kayıtsız kalmayacağını belirtmiştir. Sağlık Bakan Yardımcısı, Tabipler Odası devreye girmiş, Ekenler’i aramışlardır. 

Bunlar da meseleyle ilgili duyduğumuz sevindirici haberlerdir… 

İlginizi çekebilir