Bahçeli: AKP’nin HDP ile görüşmesi son derece doğal ve doğru bir adım

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP heyetinin HDP’ye yönelik ziyareti sonrası ilk kez açıklamalarda bulundu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında konuştu.

İktidar partisi heyetinin başörtüsü konusunda hazırlanan anayasa değişikliği teklifini görüşmek üzere HDP’yi ziyaret etmesi, bazı tartışmalara neden olmuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yakın kurmayları olmak üzere birçok AKP’li ismin HDP için sık sık „PKK’nın uzantısı“, „fitne yuvası“, „Meclis’e yakışmıyorlar“ gibi ifadeler kullandığını hatırlatan siyaset bilimciler, gelişmenin MHP kanadında rahatsızlık yaratabileceğini ileri sürmüştü.

İsmini vermeyen MHP kaynakları ise, bu iddialar karşısında Bahçeli’nin bugün yapacağı açıklamaları işaret etmişti.

MHP liderinin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

„Atatürk kurucu bir liderdir. İlk cumhurbaşkanımızdır. Ömrünü Türk milletine vakfetmiştir. Türk devlet zincirinin halkaları kesinlikle birbiriyle iç içe geçmiştir. Biri olmadan diğerinin ne anlamından ne de varlığından bahsedilecektir. Gazi Mustafa Kemal, hem Türk tarihinin hem Türkiye Cumhuriyeti’nin asal payesi, ortak fikridir. Türk milliyetçiliği Türkiye’nin bağımsızlığını teyit etmekle kalmamış, demokratik yönetimin tesisinin de temel taşı olmuştur.

Kim ne söylerse söylesin; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e çok şey borçluyuz. Vatan ve varlık borcumuz tartışmasızdır. 10 Kasım, bir matem günü değil, yaşanmış onca hadisenin bir idrak, bir ifade günüdür. Az sonra detaylarıyla temas edeceğim üzere Atatürk’ün kurduğu partinin başındaki zatın bile sömürgecilerin eline düşmesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş esaslarına ihanettir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetleri Milliyetçi Hareket Partisi’nde ve Cumhur İttifakı’ndadır. Asla leke sürdürülmeyecektir.

Bizim için milli hafızada yer etmiş her toprak parçası vatandır ve öyle de kalacak. İlelebet nesilden nesile bir dua gibi anlatılarak intikal edecek ve yaşatılacaktır. Artık sızlanmaya gerek yoktur. Türk milleti belini doğrultmuş, daha güçlü bir şekilde silkinip kalkmayı bilmiştir. Dünyanın konuştuğu bir Türkiye tablosu, değer biçilemeyen bir resim gibi karşımızdadır. Mağdurların sesi olan bir Türkiye gerçeği, hepimizde kibre varmayan bir gurur yaşatmaktadır. Ülkemiz doğuyla batı, kuzeyle güney arasında uzadıkça uzayan bir köprü, kucaklaşma sahası, bir yardımseverlik şahikası olarak sivrilmiştir.

Bu hayranlık uyandıran muvafakkiyetinin ardındaki yegane kuvvet Türk milletidir, Cumhur İttifakı’dır, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir. Türkiye, pergelin sabit ayağını başkent Ankara’ya koyup diğer ayağıyla 360 derecelik bir görüş açısına erişmiş ve dünyayı bu şekilde kavramıştır.

Türkiye doğalgazda da inşallah merkez haline gelecektir. Türkiye, barışçıl ve milli politikalarıyla güven veren sağlam politikalarıyla mazimizdeki asalet ve görkemli geleceğin ufkunda aşma becerisini Allah’ın izniyle gösterecektir. Türkiyemizle iftihar ediyoruz. Mensubiyetinden onur duyduğumuz milletimizle övünüyoruz. Satanlarla, sövenlerle, ölümü gösterip sıtmaya razı etmek için fırsat kovalayanlarla açık seçik mücadele edeceğimizi haykırıyorum.

Zaman Türkiye zamanıdır. Zemin Türk vatanı, Türk İslam coğrafyalarıdır. Zafer ise Türk milletinindir. Cumhur’un yıldırımlara taş çıkartan bıçkın mücadelesiyle lider ülke Türkiye olarak tezahür edecektir.

Değerli arkadaşlarım, bugün ABD’de ara seçimler yapılacaktır. Amerikan halkı, 36 eyaletin valisini seçmekle birlikte Temsilciler Meclisi’nin tamamını ve Senato’nun 35 sandalyesini oylarıyla belirleyecektir. ABD, sosyal, ekonomik ve siyasi kördüğümün pençesindedir. Toplumsal uzlaşma kanama geçirmektedir. Siyasetteki sert kutuplaşma ABD’yi kuşatmıştır. Biden, cumhuriyetçilerin senatoda çoğunluğu kazanması halinde kendisi hakkında azil süreci başlatacaklarını açıklamıştır. Biz demokratik süreçlerin harfiyen işlemesini ve sandık sonuçlarına saygıyı tavsiye ediyoruz.

Kaos içindeki bir ABD’nin, bölünme ve ayrışma yoluna girmiş bir ülkenin diğer ülkelere de etkileri olacağını düşünüyoruz.

Brezilya’da seçimler yapılmış, Lula tekrar devlet başkanı seçilmiştir. Fakat bu ülkedeki kaos bitmemiştir. Kore’deki gerginlik gün be gün tırmanmaktadır.

(Avrupa ile Rusya arasındaki doğalgaz krizi) Çok şükür Türkiye kış konusunda çok rahattır. Aksini iddia edenler zillete düşen müfteriler korosudur. İsveç’te yapılan seçimlerden sonra kurulan hükümetin Türkiye’ye yönelik sıcak mesajları dikkatimizi çekmiştir. Finlandiya’nın NATO’ya üyeliği meselesi, öne çıkan gündemlerimizden biridir. İsveç ve Finlandiya’nın hangi somut adımlar attıkları ve terörle aralarına nasıl sınırlar koydukları titizlikle incelenmesi gereken bir husustur.

NATO Genel Sekreteri’nin TBMM’de ne yapacağını, nasıl bir karar alacağını dikte etmesi bize göre edepsizliktir. Her defasında ifade ettiğimiz gibi hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Milletvekillerinin NATO Genel Sekreteri’nin beyanatıyla hareket etmesi milli iradenin yok sayılmasıdır. NATO, TBMM’nin üzerindeki bir organ değildir. Biz kararımızı alırken sadece ve sadece Türk milleti ne diyor ona bakarız. NATO Genel Sekreteri boyunu aşan sularda kulaç atmaktan vazgeçmelidir. İsveç ve Finlandiya’nın geçen haziran ayında imzalanmış Madrid muhtırası kapsamında kalıcı adımları varsa ve hükümetimiz bunu tespit etmişse mesele yoktur. Yok hala kuşkular yakın ve yoğunsa, Türkiye kurnazca oyalanıyorsa bilinsin ki İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği karşısında aşılamayacak bir millet iradesi olacaktır.

Türk siyasetindeki muhalefet anlayışı, başkalarıın ruhuyla var olma arzusundadır. Meskul muhalefet tantanası, iç dünyasını hepten kaybetmiş, ülkesine yabancı başkentlerin prizmasından bakmayı alışkanlık haline getirmiştir. Adına zillet dediğimiz muhalefet partileri buhrandan buhrana sürüklendikçe, geçim kapısı görecek kadar aşağılık bir seviyeye kapılanmaktadır. Sayıları 6 mı, 7 mi, 8 mi olduğu muamma haline gelen zillet ittifakı, dedikodunun anaforuna düşmüştür.

Türkiye’nin an itibariyle en ciddi sorunu muhalefetin mefrunç, melez, menfur ve garimeşru bir çizgide sabitlenmiş olmasıdır. Dış güçlerin içerideki etki ajanı gibi faaliyet gösteren, bu savrulmaya siyaset diyen, bunu demokrasiyle maskeleyen zillet ittifakı, demokrasinin cellat başıdır. Arsıza sözün, kokmuşa tuzun fayda etmeyeceğini bilsek de bu tespitleri yapmak ana görevimizdir. Doğruya doğru demeyi inatla sürdüreceğiz.

ABD’de muhalefette bulunan cumhuriyetçilerin Çankaya’da ülkesi hakkında ileri geri konuşsa buna nasıl bakardınız? Böyle bir zillete düşmeleri akla ve mantığa muvaffık mıdır. Düşünsenize az gelişmiş bir ülkenin muhalif bir isminin Türkiye’de sokağa düşüp ülkesi hakkında konuşması marjinal bir hal özeti olarak sayılmayacak mıdır? Kemal Kılıçdaroğlu imkansızı başarmıştır. Kılıçdaroğlu, CHP’nin başına paraşütle indirilmiş, özel görevlendirilmiş taşeron bir siyasetçidir. Bu görev, Atatürk’ü itibarsızlaştırma ve CHP’yi silme görevidir. Kılıçdaroğlu’nun hiçbir söz ve eylemi CHP’nin önceki genel başkanlarıyla bağdaşmamaktadır. Bu tavizkar zihniyetin siyaseti, hasım ve hezimet siyasetidir. Kendisi şaşkın ve şuursuzdur. ABD’den sonra Birleşik Krallık’ta soluğu alan Kılıçdaroğlu, kayıp sekiz saatin ve hamburgerli gezinin hemen ardından Birleşik Krallık sokaklarında kendisini ve partisini rezil etmiştir. Bir ara Londra tefecilerine ağzına geleni söyleyen Kılıçdaroğlu, bu sefer tefecilerin kafesine kanadı kırık bir kuş gibi girip yemlenmek için avuç açmıştır.

Türkiye’nin gri listede olduğunu saygısızca lanse eden Kılıçdaroğlu,bizim için simsiyah bir şahsiyettir. Yalan fabrikasıdır, iftira madenidir.

Temiz para derken Türkiye’yi narko-devlet olarak yabancı ülkelerde ispiyonlayan Kılıçdaroğlu, bizim gözümüzde bu devrin Sait Mollası, Ali Kemal’i, sömürgeciliğin inzibat görevlisidir. Bir değil, bin kere yazıklar olsun diyorum.

Türk milletinin her kuruşu temizdir, alın teridir. Türk milletinde paraya istikbalini satacak gençlik yoktur. Türk milleti cebi para dolsun diye ruhunu asla kiraya vermeyecektir. Türkiye’yi sağda – solda, parti odalarında veya grup kürsülerinde kara parayla itham edenler, Türk askerine, Türk polisine uyuşturucu ticaretiyle ilgili çamur atan kim olursa olsun bizim gözümüzde vatan hainidir. Cari açığı kapatmak için uyuşturucu ticaretine göz yumulduğunu iddia etmek FETÖ ağzıdır. Kılıçdaroğlu’nun söylediği söze bakın, girdiği ilişki ağlarına bakın. Kılıçdaroğlu, kara para görmek istiyorsa HDP’yi incelesin. Bölücü terör örgütünün karanlık servetiyle ilgilensin.

Başörtüsünü güvence altına alan anayasa değişikliğini sonuna kadar destekliyoruz. Ya geniş bir mutabakatla ele alıp sonuca gidelim ya da halkın takdirine sunalım. İki seçeneğe de hazırız.

AK Parti heyetinin Meclis’te grubu bulunan siyasi partileri ziyaret etmesi son derece doğal ve doğru bir adım. HDP’yle niye görüşülmüş? Biz buna nasıl tepki gösterecekmiş. HDP’ye nasıl baktığımızı tekrar etmeye lüzum bile görmüyorum. AK Parti heyetinin CHP’yle kurduğu temasa ses çıkarmayanların bizim sırtımızdan HDP’yi dillerine dolamaları muflis bir tavırdır. Bizim gözümüzde CHP neyse HDP de odur.

/Gerçek Gündem/

İlginizi çekebilir