Tutuklanan gazeteci Habibe Eren: Hakim kararı açıklamadan önce polisler mahkemeye girdi

Diyarbakır’da gözaltına alınan ve mesleki faaliyetleri nedeniyle 8 meslektaşıyla birlikte tutuklanan JINNEWS Muhabiri Habibe Eren, yaşadıklarını anlattı.

Ankara merkezli yürütülen soruşturma kapsamında 25 Ekim’de Diyarbakır’da evine yapılan baskınla gözaltına alınan, mesleki faaliyetleri nedeniyle 29 Ekim’de Ankara’da çıkarıldığı mahkemece 8 meslektaşıyla birlikte tutuklanan JINNEWS Muhabiri Habibe Eren, gözaltına alınmasından tutukluluk sürecine yaşadıklarını anlattı.

15 SAATLİK KELEPÇELİ YOLCULUK

Kendisiyle beraber Öznur Değer ve Selman Güzelyüz’ün kelepçeli şekilde araca bindirildiğini, götürülme hazırlıklarının başlamasının ardından her geçen dakika polis sayısının arttığını aktaran Eren, şöyle anlattı: “Yaklaşık 15 saat boyunca kelepçelerle bir yolculuk geçirdik. Bir defa yemek molası ve tuvalet ihtiyacı dışında kelepçeler çıkarılmadı. Sabaha doğru Ankara’ya vardık.”

4 günlük gözaltı süresince tüm gazetecilerin ayrı ayrı tekli nezarethanelerde tutulduğunu ve kişisel ihtiyaçlarını karşılamak üzere götürüldüklerinde dahi birbirlerini görmemeleri için polislerin yoğun çaba sarf ettiğine değinen Eren, “Birçok ihtiyacımız da ‘otel mi burası’ denilerek karşılanmadı. Muameleyi gördüğümüzde talimatın nereden geldiğini ve tutuklanacağımızı da ilk defa derinden hissettirdiler” diye anlattı.

POLİS AMİRİ: BEN DEVLETİM

Gözaltının ikinci gününde parmak izi işlemleri için başka bir alana götürüldüklerini, burada Öznur Değer’in gülmesi gerekçe gösterilerek polis amiri tarafından tekmelenip işkenceye maruz kaldığını aktaran Eren, “Öznur buna direndiğinde yere yüzüstü yatırılıp, ters kelepçelenerek merdivenden aşağı kadar kat boyunca sürüklendi. Yargılanacaksınız dediğimizde ise TEM amiri ‘Ben ne solcular, ne hükümetler gördüm, 30 yıldır buradayım bana bir şey olmaz, ben devletim’ dedi. Bu sırada Öznur ölümle tehdit edildiğini söyledi. Tekrar TEM’e götürüldüğümüzde, aynı muamele devam etti” diye belirtti.

İTİRAZA KARŞILIK AVUKATI ODADAN ÇIKARILDI

Adliyede 9 ayrı savcının eş zamanlı olarak gazetecilerin ifade işlemlerine başladığını belirten Eren, “Benim ifade verdiğim savcı hem kanaat bildiren hukuk dışı sorular hem de ifade tutanağına bazı ifadeleri söylemediğim şekilde geçirtti. Avukatım bu duruma itiraz ettiğinde ise bir süre sonra polis çağırarak dışarı çıkarttı. Polisler tekrar kelepçeyi taktı. Ve bu şekilde okumadan apar topar kelepçeli şekilde ifade tutanağını imzaladım” dedi.

POLİSLER MAHKEMEYE GİRDİ

Eren, nöbetçi hakimlikte son ifadenin sabaha karşı 3’te alındığını ve hakimlerin 10-15 dakika sonrasında kararı açıkladığını belirterek “Ve hepimiz tutuklandık. Ancak hakimlik ifadeleri boyunca her ifadeye 3 TEM polisi girdi ve kararı açıklamadan önce yine polisler mahkemeye girdi. Tutuklama kararı sonrasında hepimiz kelepçelenerek adliyeden dışarı çıkarıldık” dedi.

5 GÜN İHTİYAÇLAR KARŞILANMADI

Kadın meslektaşlarıyla birlikte sabah 05.00’te Sincan Kadın Kapalı Cezaevine götürüldüklerini aktaran eden Eren, cezaevinde yaşadıklarını ise şöyle anlattı:

“Teknik işlemlerin ardından arama adı altında her ne kadar ‘Cezaevinde böyle bir uygulama yok’ denilse de çıplak aramaya maruz kaldık. Ancak buna karşı direnince geri adım attılar. 1 buçuk gün boyunca su verilmedi. Koğuşa getirildiğimizde ise koğuşun biz tutuklamadan iki gün önce boşaltıldığını öğrendik. Bomboş bir koğuşla 5 gün boyunca hiçbir ihtiyacımız karşılanmadı. Ancak yine de cezaevinin demirbaşı olan masa ve sandalye için onlarca dilekçe ve görüşmeden sonra önce masayı, 2 gün sonra ise sandalyeyi büyük bir itiraz sonucu alabildik. Hâlâ birçok ihtiyacımız için diretiyoruz.” (Ankara/MA)

İlginizi çekebilir