Suna Arev: ‘Artık uyuyamıyorum’

Tarih; 28 ocak 2015, saat gecenin 01:07’si Laareb Khan, sevgilisi Raneel’e son mesajını atıyor. Bu mesajdan yaklaşık iki saat sonra da korkunç eylem gerçekleşiyor. Sonraki süreçte, Alman basını ve Darmstadt Eyalet Mahkemesi, Pakistanlı bir ailenin faciasını işleyecektir…İnsanın insana ettiğini, başka bir canlı yapmıyordur.

Pakistan, konum gereği, Güney Asya ülkesi, Umman denizine kıyısı olan, batısında Afrika ve İran, kuzeyinde Çin, doğusunda Hindistan’ı kapsayan önemli bir konumdadır.

Hindistan, yüzyıllar boyunca, İngilizlerin sömürgesi altındaydı, ülkenin yeraltı ve yerüstü zenginlik kaynakları Umman denizi üzerinden İngiltere ‘ye taşınıyordu. Bunlar; tuz, çay, demir, kömür, baharat, pamuk vs, ve tabikii  bulunmaz Hint kumaşı.

Öyle ki kumaş üretimini tamamen ellerine geçirmek için, çıkrıklardan elde edilen değerli Hint kumaşını yok etmek için 100 bin kumaş üreten çıkrık ustasının, kumaşa düğüm atan o ustaların baş parmaklarını ve kollarını keseceklerdi…Ve pazarı tamamen ele geçireceklerdi ve sömürü yüzyıllarca devam etti.

1900’lü yıllarda İngiliz sömürgeciliğine karşı, Hindistan bağımsızlık hareketi gelişti ve Mahatma Gandhi, önderliğinde dünyanın ilk pasif eylem direnişleri, gerçekleşti. Hindu ve Müslümanların birlikte hareket ettiği eylemler sonuç verdi ve Hindistan bağımsızlığını kazandı. Fakat ülkedeki iç çatışmalar devam ediyordu. Müslüman ve Hindular arasındaki kanlı çatışmalar sonucunda 1947 yılınd İngiliz sömürgeciliği Pakistan’a Hindistan’dan ayrı bir devlet olma hakkı tanıdı ve bugünkü Pakistan İslam Cumhuriyeti kuruldu.

Pakistan ve Hindistan arasına jiletli tel örgüler çekildi, öyleki bu tel sınır evlerin odalarını bile bölüyordu. En verimli bölgelerden Kaşmir, Pakistan’a düşmüştü ve bunun akabinde, Hindu ve Müslümanlar arasında 7 yıl savaşlar sürdü ve kanlı çatışmalar yaşandı… İngiliz sömürgesi çekilmişti çekilmesine fakat ondan daha güçlü başka bir sömürgeci Amerika devredeydi.

Pakistan ve Hindistan arasına, çekilmiş tel örgüler geceleri aydınlanır ve uzaktan görünümüyle bir kan kanalını andırır .Dünyanın en kalabalık altıncı ülkesidir, sık sık yapılan askeri darbeler, suikastlar, yolsuzluklarla gündeme gelen Türkiye’nin başka bir benzeridir. Öyle ki generaller ve polis gücü Türkiye’den eğitim alacak kadar, bu ülkeye yakındır.

Amerika’nın desteği ile beslenip büyütülen Taliban örgütü, ülkeyi kan gölüne çevirmiştir. Besleyip büyüttükleri canavarları, kontrolden çıktıkları an yok etmek de yine Amerika’nın görevidir. Usame Bin Laden gibi… Ülkenin 212 milyonluk nüfusunun, okuma yazma oranı düşüktür ve bu en çok da kadınları kapsar. Dünyanın tek nükleer silahlı İslam ülkesidir, Iran, Hindistan ve Pakistan altın üçgeninde Umman denizi üzerinden en büyük eroin ticareti yapılır.

Ülkenin her on kişisinden biri eroin bağımlısıdır. Zengin topraklarına rağmen halk, yoksulluk içindedir. Ülkeleri bu hale getiren, Amerika’nın eski başbakanı Trump bu halk için bir televizyon programında onlar için; Hırsızlar, suçlular, yırtıcılar ve tabii ki Eziklerdir” cümlelerini sarfetmekten çekinmeyecektir.

İşte bu iç ve dış kanlı çatışmalar arasına ülke insanları yoğun bir göç içinde, kurtuluşu Avrupa’da aramak için yollara düşerler. Bir zamanlar İpek yolu üzerinden zengin ettikleri Avrupa’ya…

Khan ailesi de bunlardan biridir, baba Azadullah, anne Shazia ve iki küçük kızları Lareeb ve Neda. Pakistan’dan üç beş giyecekleri ve tek okudukları, kitabı (Kuran) yanlarına alarak düşerler Avrupa yollarına…

Acem elleri, Iran’dan binlerce yıl önce, kervanlarla taşınan cevizler yollara düşmüş, kök salmış ve Avrupa’nın her yerine dağılmış. Ceviz serttir, sıcağa da soğuğa da binlerce kilometre dayanır, kök salıp çoğalır. Onlar da dayanabilir miydi?

Geldiler, iltica ettiler, kızları okula başladı, iyiydi burası bombalar patlamıyordu çünkü buranın bombaları başka ülkelerin ,yoksullarının üzerinden patlıyordu… Baba bir temizlik görevlisiydi, anne çalışmıyordu. Yıllar geçti çocuklar burada şekillendi ataları ceviz ağacı gibi filizleniyorlardı.

Lareeb 19 yaşındaydı ve inanç ve geleneklere rağmen bir Almanı seviyordu. Bir doktorunun yanında, diş teknisyeni olmak istiyordu. Neda , 14 yaşındaydı o da okuyordu.

2014, yılının son ayları, yeni bir yıl, yeni umutlar, daha çok mutlu temenniler getirecekti. Anne Shazia, bir sabah posta kutusunda ,polisten gelen ,resmi bir mektubu açtığında, bütün ailenin, yok oluşunu da tarihleyecekti. Mektupta, Kızı Lareeb’in bir alışveriş merkezinde kondom çaldığı yazılıyordu.

Bundan sonradır ki felaket günleri başlar, Lareeb eve hapsedilir. Anne ve babaya göre, namusları lekelenmiş, evlenmeden önce cinsel ilişkide bulunmuş, üstelik dinlerinden olmayan bir Alman’la .Bu olayla beraber, Lareeb, her an ölür. Ev bir savaş alanına dönüşür.

Lareeb, “Artık uyuyamaz” ve her saniye ölür…

Ölüm günleri geliyor, koşar adım, inanç ve kültürleri öldür diyor, namusunu temizle, arın, cennet kapıları….  “Artık uyunmuyor”

Bütün yabacılar gibi, yüksek izole binalarda oturuyorlar. Darmstadt kentinin bir kasabası Kranichstein ülkelerinde ki kan kanalı bu evdedir artık.

 

28 Ocak 2015, soğuk ve ürpertici bir kış akşamı, baba Azadullah (52), yüksek binalı evlerinin asansörüyle bir tekerlekli sandalye taşır. Korkunç eylem planıi anne Shazia (41) ile gerçekleşecektir…

29 Ocak 2015 gece saat dört, Küçük kızları Neda, yan odada uyumaktadır. İki saat önce, Lareeb son mesajını sevgilisine atmış, “Atık Uyuyamıyorum”… odasında yatağında uzanırken babası içeri girer.

Kızı çığlık atmasın diye elleriyle ağzını kapatır, o esnada annesi de kızının yatağının yanındadır, baba dizleriyle kızının iki kolunu kavrar, çırpınmasını önler, beş dakika boyunca Laareb’in boğazını sıkar, annesi ölüm anını izler. Lareeb, ölmüştür…

Babası kızının pijamalarını çıkarıp annesine giydirilmesini emreder… Anne kızının hala sıcak bedenine elbiselerini giydirir. Dün eve getirdiği tekerlekli sandalyeye, ölüyü oturtmak için anneden yardım ister. Birlikte asansöre gelirler, anne koyu renkli bir şemsiye ile asansörün kamerasını kapatır, asansörle bodrumdaki, araba garajına inerler. Evlerine 10 dakikalık bir mesafedeki ormanlık alanın yol kenarına kızlarını bırakırlar.

Soğuk ürpertici, cehennem kışıdır artık. Ertesi gün yürüyüşçüler ölü bir genç kız cesedinin haberini polise bildirirler…Ölen Pakistan’lı Lareeb Khan’dır.

Anne ve baba tutuklanır. Neda (14) Alman ,çocuk kurumunca korunmaya alınır. Mahkeme süreci Anne ve babaya ömür boyu hapis verir.

Duruşma süresinde, ikisi bakışlarını yere indirdi ve ağlamaya başladı. Baba, “Geçmişi geri getirmek istiyorum, cezamı kabul ediyorum” dedi.

Anne saat 13:00’de cezasını aldığında, beyaz yarı saydam başörtüsünün altında hıçkırırdı; ”Artık uyuyamıyorum…”

 

 

İlginizi çekebilir