HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar partisinin grup toplantısında konuşuyor.
Sancar’ın konuşmasından başlıklar şöyle:
“Ülkede açlık, yoksulluk, sefalet kol geziyor. Bu ülkenin kaynakları, zenginlikler var. Bunların nasıl kullanıldığı sonucu belirliyor. Bu iktidar kaynakları talana, ranta, sömürüye, savaşa ayırıyor. Ortada çetelere, bir avuç sermayedara peşkeş çekilen kaynaklar var. Acı bir gerçeklik var.
Maaşlara yapılan zamlar ilk üç ayda eridi, gitti. Geriye kalan yokluk ve sefalet. Asgari ücretin yeniden düzenlemesini talep ediyoruz. Asgari ücret 3 ayda bir yenilenmeli.
Milletin aşına, ekmeğine göz dikenler bu iktidardır. Milletin aşına, ekmeğine göz dikenlerden mutlaka hesap soracağız. Bunun sorumlusunun kim olduğunu bu ülke biliyor. Bunlar hayal satmaya çalışıyorlar. Satabilecekleri hayal de kalmadı. Yalanla hayatta kalmaya çalışıyorlar. Bir kez daha tekrar ediyorum: Yoksullukla mücadele etme derdi olmayan iktidar yoksullarla mücadele ediyor.
İktidarın korkusu büyüdükçe saldırganlığı artıyor. Bu düzeni mutlaka değiştireceğiz, bunu görüyorlar, bundan korkuyorlar.
Enflasyon üç haneli, adalet, hukuk, demokrasi sıfır. Biz bu denklemi değiştireceğiz. Bunun için inancımız da gücümüz de kararlılığımız var. Bu yol üçüncü yoldur, adalet yoludur. HDP, üçüncü yolu büyüttükçe demokrasi güçleriyle, ezilenlerle, birlikte yürüyüşünü güçlendirdikçe, bu karanlık günlerin ucunda aydınlık olduğunu göreceğiz. HDP, halk için çalışmaktadır.
Bizim ne kimsenin lütfedeceği bir masada kürsüye ihtiyacımız var, ne de birilerinin bizi meşru görme konusunda sözlerine ihtiyacımız var. Yerimiz meydanlarda, halkın içindedir.
Çeşitli kumpaslarla bizi yolumuzdan alıkoymaya çalışıyorlar. Her gün hukuk, adalet adına yeni rezaletler… En başta mahmenin heyet başkanın bir çete üyesi olarak soruşturmaya tabi tutulması davanın kumpas olduğunun en açık kanıtıdır.
Kimler, hangi güçler bu davanın arkasında bunun biliyoruz. Bildiğimiz için de en ufak bir tereddüt yaşamadan, arkadaşlarımızla birlikte, hakkı, adaleti ve demokratik geleceği savunmaya devam ediyoruz.
Medya kontrol altında, iktidar her şeyi kontrol ediyor. Seslerimizi kısmak için her türlü yolu deniyor ama yine de yol bulmak zorundayız. Orada her gün adalet adına, demokrasi adına söylenen sözleri tarih yazıyor. Ama bizler bu sözleri en geniş kesimlere ulaştırmakla yükümlüyüz. Bu yükümlülüğümüzü yeterince yerine getiremiyorsak arkadaşlarımıza karşı buradan özeleştiri veriyoruz. Yolların tamamı kapatılıyorsa yeni yollar inşa etmek zorundayız.
Sahte belgeler, sahte tanıklar, savunma haklarının kısıtlaması, hukuksuzlar hepsi bu davanın kumpas davası olduğunu gösteriyor. Pişkinlik, yüzsüzlük, vicdansızlıkla yürüyorlar. Direnenler hep kazandı.
Selam olsun direnen bütün yoldaşlara… Mahkeme davanın seyrini değiştirmek için zorlama yöntemlerle daha önce belirlediği müştekileri arıyor.
6-8 Ekim 2014’te şüpheli olarak ifadeleri alınanların ifadeleri şimdi tanık olarak dosyaya konuyor, onlar da bu ifadeleri reddediyor. Bizzat kendilerinin, bu mahkeme heyetinin ve arkasındaki güçlerin tanık olarak duruşmada konuşturdukları kişiler bu tanıklığı reddediyor. Kendilerine manipülasyonla söylettirilmek istenen sözleri söylemiyorlar.Bu kadar baskı ve zulüm varken bu insanlar bu ifadeleri vermiyor. Delili nereden üreteceklerini de bilmiyorlar, başvurdukları kaynaklar da onların istediklerini değil tam tersini yapıyor. Mahkeme başkanı sürekli tanıkları yönlendirmeye çalışıyor. Arkadaşlarımız gereken cevabı veriyor.”
Bu mahkeme heyetinin başında yer alan kişi uzun süre duruşmanın seyrini belirledi. Bahtiyar Çolak. 23 Mart tarihinde kendilerini derin devletin ticari istihbarat ayağı olarak adlandıran Atadedeler suç örgütüne düzenlenen operasyonda gözaltına alındı.
Böylece bu davanın heyetlerinin de nasıl belirlendiği sistem de gizleyemez hale geldi. Sistemin kendisi de kumpası gizleyemez durumda. Böyle bir mahkemeden adalet nasıl beklenir. Kim, neyin adaletini sağlacak?
Bu iktidar gidecek. Diğer muhalefet partilerinin de bu iktidarın yaptıkları karşısında söyledikleri pek anlamlı bir söz duyamıyoruz.”
/t24/