Reuters haber ajansı bir analiz yayınladı: Erdoğan seçim sürecini diplomatik kazanımlar üzerinden yürütecek

Yavaş yavaş seçim atmosferine girmekte olan Türkiye ile ilgili Reuters haber ajansı bir analiz yayınladı.

Analizde ekonomik ve siyasi açıdan en sıkıntılı dönemini yaşayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdağan’ın Ukrayna’nın tahıl ihracatını yeniden başlatma anlaşması gibi sınırlı diplomatik bazı gelişmelerle soluklandığını ve gelecek yıl yapılacak seçimler için kampanya stratejisini bunlarla beslemekte olduğu aktarıldı.

Analizin devamı şu şekilde:

Erdoğan yaklaşık 20 yıllık iktidarının en zor seçimi haline gelen duruma hazırlanırken, başarılarını küresel sahnede görünür kılıyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştükten bir gün sonra, hafta sonu Türkiye’nin kuzeybatısındaki binlerce kişiye hitaben yaptığı konuşmada Erdoğan, “Türkiye siyasi, askeri ve diplomatik açıdan en güçlü dönemini yaşıyor” dedi.

Enflasyonun yüzde 79’a yükselmesi ve liranın aralık ayındaki en son döviz krizi sırasında gördüğü rekor düşük seviyelerine yakın değer kaybetmesiyle birlikte, uluslararası alanda kaydedilen ilerlemeler, ülke içindeki korkunç ekonomik tabloyla çelişiyor.

Muhalifler, Erdoğan’ın alışılmışın dışında olan ekonomi politikalarını suçluyor

Yüksek enflasyona rağmen bir dizi faiz indirimi, 2019’dan bu yana üç merkez bankası yöneticisinin görevden alınması, ülkeyi büyük cari açıklar vermeye iten ve dış finansmana bağımlı hale getiren bu politikaların Erdoğan gitmeden düzelmeyeceği görüşü hakim.

Erdoğan ise hükümetin ihracata, üretime ve yatırıma öncelik veren ekonomi politikalarının meyvelerinin 2023’ün ilk çeyreğinde netleşeceğini iddia etmeye devam ediyor.

Bu arada hükümet yetkilileri ve Ak Parti’nin üst düzey üyeleri de cumhurbaşkanını gerçek bir devlet adamı olarak lanse ediyor ve rakiplerinin onun uluslararası kimliği ile aynı ayarda olmadığını devamlı işliyor.

“Sevseniz de sevmeseniz de onun gibi lider yok”

Reuters’a konuşan üst düzey bir Türk yetkili, “Onu sevseniz de sevmeseniz de Erdoğan bir lider ve Türkiye’de onun yerini alabilecek bir lider yok” diyor ve başka hiçbir uluslararası figürün küresel oyuncularla bu düzeyde temasa sahip olmadığını savunuyor.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana kesilen tahıl ihracatını yeniden başlatma anlaşması, milyonlarca insanı açlığa karşı savunmasız bırakan ve küresel fiyatları artıran tahıl kıtlığını hafifletebilir.

Birleşmiş Milletler ve Türkiye’nin aracılık ettiği bu anlaşma, Kuzey ülkelerinden NATO’ya katılım için somut ve gerçekçi tavizler alındığı iddiası ve Orta Doğu’daki rakip güçlerle bir yakınlaşma başlatması gibi konular sürekli işleniyor.

Erdoğan, haziran ayında ABD Başkanı Joe Biden’den Türkiye’ye F-16 savaş uçaklarının modernaziasyonun ve satışını destekleyeceği sözünü de aldı.

Ancak alınamamış olan F-35’ler ve kullanılamamakta olan S-400’ler de muhalefetin gündeminde.

Seçimde ne olacak?

Yaklaşık bir asır önce Mustafa Kemal Atatürk’ün modern Türkiye’yi kurmasından bu yana en uzun süre görev yapan siyasi figür olan Erdoğan, Haziran 2023’e kadar yapılması gereken parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleriyle karşı karşıya.

Geçen hafta Metropoll tarafından yapılan bir anket, AK Parti’ye verilen desteğin hafif bir artışla yüzde 33.8’e yükseldiğini tespit etti. Ancak muhalefet partilerinin gevşek de olsa bir ittifakı söz konusu ve anketler Erdoğan’ın tüm olası muhalif adaylarının arkasında olduğunu gösteriyor.

Seçmenlerin en önemli endişelerinin başında gelinen ekonomik durumu ve ülkede sayıları devamlı artan milyonlarca göçmen var.

CHP milletvekili ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun kıdemli danışmanı Erdoğan Toprak, “Hükümet, ülkeyi içine sürüklediği ekonomik felaketi örtbas etmek için dış politikayı malzeme olarak kullanıyor ve içeride ‘diplomatik zafer’ hikayeleri anlatıyor” diyor ve ekliyor:

“Erdoğan’ın diplomatik cephede bile ülkemizin onurunu zedeleyen ve onu zayıflığa sürükleyen tavizler veriyor.”

2013’te hükümet karşıtı büyük protestolardan ve 2016’da bir darbe girişiminden sıyrılan Erdoğan, kısmen çok ihtiyaç duyulan yabancı fonları çekme umuduyla diğer Orta Doğulu güçlerle gergin olan bağları onarmaya çalışıyor.

Türkiye’nin Libya iç savaşındaki rakibi ve Katar konusunda Körfez anlaşmazlığı olan Birleşik Arap Emirlikleri, Ankara ile toplam 28 milyar dolarlık döviz takası olan SWAP anlaşmalarında Çin, Katar ve Güney Kore’ye katıldı.

Türkiye ayrıca Suudi Arabistan ile de bir anlaşma yapabilmeyi umuyor. Özellikle Mısır ve İsrail ile ilişkileri geliştirmek için hamleler yapılıyor.

“Yine Erdoğan’a oy verecekler”

Konuştuğumuz bir AK Parti yetkilisi, “Seçmenler diplomasinin faydalarının farkında. Zaman zaman ekonomiden ya da mültecilerden şikayet edecekler ama etkin bir Türkiye’nin devamı için Erdoğan’a oy verecekler” diyor.

Erdoğan’ın Orta Doğu ve ötesindeki diplomasisinin anahtarı, Putin ile “karşılıklı güven ve saygıya dayalı ortak anlayış” olarak görülüyor. Bu da Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinden bu yana Türkiye’nin NATO ortakları arasında artan endişeye neden olan bir ilişki.

Rusya, Ukrayna’yı milliyetçilerden kurtarmak ve Rusça konuşan toplulukları korumak için “özel bir askeri operasyon” yürüttüğünü ileri sürüyor.

Dengeyi sağlamaya çalışıyor

Türkiye ise Rus işgalini eleştiriyor ve Ukrayna’ya silah sağlıyor ama bir yandan da Rusya’ya yaptırım uygulama konusunda Batı’ya katılmayı reddederek bir denge sağlamaya çalışıyor. Bu duruşun arabuluculuk çabalarının sonuç almasına yardımcı olduğu düşünülüyor.

Erdoğan cumartesi günü yaptığı açıklamada, “Tahıl koridorunun açılmasını sağlayarak Türkiye’nin küresel sorunları çözmedeki kilit rolünü bir kez daha teyit ettik.” demişti.

Kaynak: euronews

İlginizi çekebilir