Rahşan Anter: Babamın izinde yürüyen gazeteciler tutuklanıyor

Kürt bilgesi Musa Anter’in JİTEM tarafından katledilmesinin üzerinden 30 yıl geçerken, davanın zaman aşımına uğramaması gerektiğini belirten Anter’in kızı Rahşan Anter, “Babamın izinde yürüyen gazeteciler cezaevlerine atılıyor” dedi. 
Kürt bilgesi Musa Anter’in (Apê Musa), Kültür ve Sanat Festivali’ne katılmak için geldiği Diyarbakır’da 20 Eylül 1992’de Seyrantepe Semti’nde JİTEM tetikçileri tarafından katledilmesinin üzerinden 30 yıl geçti. Anter’in katledilmesi üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen, bilinen faillere ilişkin etkili bir soruşturma ve kovuşturma yürütülmedi. Açılan ve daha sonra JİTEM davasıyla birleştirilen dosya ise eğer bir karar çıkmazsa zaman aşımı riskiyle karşı karşıya.
1920 yılında Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Ziwinge  Mahallesi’nde doğan Anter, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki eğitimini tamamlamadan ayrıldıktan sonra Şark Postası ve Dicle Kaynağı’nda yazılar yazdı. İleri Yurt gazetesindeki Kürtçe şiiri “Qimil/Kımıl” sebebiyle 1959 yılında tutuklanan Anter, 1960 darbesinden sonra cezaevinden çıktı. Değişik tarihlerde yayımlanan Deng, Barış Dünyası, Yön, Dicle-Fırat, Azadiya Welat, Yeni Ülke, Özgür Gündem, Rewşen ve Tewlo gibi gazete ve dergilerde makaleler kaleme alan Anter, 7 kitap ve bir de Kürtçe-Türkçe Sözlük yayımladı.
11 YILI CEZAEVİNDE GEÇTİ
12 Mart 1971’de tutuklanan ve yıl cezaevinde kalan Anter, 12 Eylül 1980’de ise “Kürtçülük” propagandası yapmaktan tutuklandı. 1 yıl sonra tahliye edilen Anter, toplam 11 yıl cezaevinde kaldı.
JİTEM İTİRAFÇISI İSİMLERİ VERDİ
Kürt bilgesi Anter, 20 Eylül 1992 yılında bir Kültür ve Sanat Festivali’ne katılmak için geldiği Diyarbakır’da JİTEM elemanları tarafından Seyrantepe Semti’nde katledildi. JİTEM itirafçısı Abdulkadir Aygan, 2004 yılında cinayetin nasıl planlanıp işlendiğini anlattı. Aygan, JİTEM kurucusu Binbaşı Ahmet Cem Ersever, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, JİTEM elemanları Mustafa Deniz, Savaş Gevrekçi, Ali Ozansoy, itirafçı Cemil Işık (Hogir) ve Hamit Yıldırım’ın cinayeti işlediğini söyledi.
TÜRKİYE MAHKUM EDİLDİ
Cinayete dair yürütülen soruşturmada bir sonuç alınmayınca 2000’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuru yapıldı. AİHM, 19 Aralık 2006’da “yaşam hakkının ihlal edildiği ve cinayet hakkında yeterli soruşturma yürütülmediği” gerekçesiyle Türkiye’yi mahkum etti.
DAVA AÇILDI
JİTEM itirafçısı Aygan’ın itiraflarının ardından bir gelişmenin sağlanamadığı soruşturma dosyası, 29 Haziran 2012’de tetikçi Hamit Yıldırım’ın Şırnak’ta yakalanmasıyla dava zamanaşımından kurtuldu. 25 Haziran 2013’te  Hamit Yıldırım ile Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, Abdülkadir Aygan ve emekli Albay Savaş Gevrekçi hakkında, “kasten insan öldürmek ve halkı silahlı isyana teşvik etmek” suçlarından hazırlanan iddianame, Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Ancak Hamit Yıldırım dışında bu isimlerin hiç biri tutuklanmadı. Haziran 2017’deki duruşmada sanık Hamit Yıldırım da, “tutukluluk süresi dolduğu” gerekçesiyle tahliye edildi.
JİTEM DAVASI İLE BİRLEŞTİRİLDİ
Musa Anter davası, 23 Aralık 2014 tarihinde JİTEM Ana Davası ile birleştirilerek, Ocak 2015’te “güvenlik” gerekçesiyle Diyarbakır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nden Ankara 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşındı. Birleştirilen iki dava, zaman aşımına 5 gün kala Ankara 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde 15 Eylül’de görülecek.
 ARDILLARI GERÇEKLERİ KARANLIKTA BIRAKMIYOR
Ömrünü Kürt gazeteciliğine adayan Anter, Kürt dili ve gazeteciliğinin gelişimi için sunduğu katkıyla tüm Kürtlerin Apê Musa’sı oldu. Özgür basın geleneğiyle bu gün binlerce gazeteciye ilham olan Anter’in izinde yürüyen ardılları ise, gerçekleri karanlıkta bırakmama mücadelesini sürdürüyor. Apê Musa her yıl çeşitli etkinliklerle anılıyor. Bunlardan biri de anısına düzenlenen “Musa Anter Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri”. Bu yıl 29.’su düzenlenen yarışmanın sonuçları 18 Eylül’de açıklanacak.
HER GÜN YENİ FİDANLAR YEŞERİYOR
İzmir’de yaşayan Apê Musa’nın kızı Rahşan Anter, Apê Musa’nın kaleminin sahiplenilmesinden gurur duyduğunu belirterek, “Babamın izinde yürüyen çok güçlü kalemler var. Genç gazetecilerin içlerindeki ateşi, sevgiyi ve yurtseverliği görüyorum. Babacım diyorum duyuyor musun bu çocukları? Bak arkanda saldığın çınar her gün yeni fidanlar yetiştiriyor, yeşeriyor” dedi.
‘BİRBİRİMİZE SAHİP ÇIKMALIYIZ’
Babasının izinde yürüyen onlarca gazeteci olduğunu söyleyen Anter, “Ölümü, tutuklanmayı göze alarak yürümeye devam ediyorlar. Babamın izinde yürüyen gazeteciler cezaevlerine atılıyor. Her gün onların acısını yaşıyorum. Rahat değilim, kendimi hapishanede hissediyorum. Sürekli bizleri dağıtmaya çalışıyorlar. Dağıtıkça çoğalıyoruz. Babam ‘bizi öldürmeye çalıştıkça çoğalmamız, aklımızı başımıza almamız lazım. Birlik olup birbirimize saygılı ve halkımıza sahip çıkmamız lazım’ diyordu” diye aktardı.
GERÇEĞİ YAZANLAR HAPSEDİLİYOR
Ülkede gazetecilere yönelik baskıların hiç bir zaman son bulmadığını söyleyen Anter, Diyarbakır’da tutuklanan 16 Kürt gazeteciye işaret ederek, şunları söyledi: “Özellikle Kürt gazetecilerine yönelik büyük baskı var. Çünkü onlar gerçeği yazıyorlar. Bölgede yapılan baskıları Kürt gazetecilerinden öğreniyoruz. O nedenle susturulmak isteniliyorlar. Gerçeği yazan gazetecileri serbest bırakın” çağrısında bulundu.
‘ZAMAN AŞIMI GERÇEKLERİ GİZLEYECEK’
Babasının 15 Eylül’de Ankara’da görülecek davanın duruşmasına dikkati çeken Anter, 20 Eylül’de zaman aşımı riski olduğunu ve bu durumun kendilerini üzdüğünü söyledi. Anter, şöyle konuştu: “Bu dava bitmemiş bir dava. Bu nedenle zaman aşımına uğramamalı. Bu dava 90’dan beri gelen bütün iltihabı patlatacak bir dava. Eğer zaman aşımına uğrarsa bazı şeyler yine tarihte gizli olarak kalacak. O nedenle herkesi bu davayı sahiplenmeye davet ediyorum.”
Mezopotamya Ajansı / Delal Akyüz
İlginizi çekebilir