Osman Aytar: Uçurtma yürekli neslimizin dramları

Bir nesli düşünün, o tertemiz umutları ve hayalleri ile sadece ülkesini değil, komşu ülkeleri, bölgesi ve dünyayı daha fazla özgürlük ve demokrasi çığlıkları ile değiştirip dönüştürme sevdalısı…

Bir nesli düşünün, karşısındaki yüzbinlerce asker, polis ve devlet destekli paramiliter güçlere karşı, Kürtlerin de dünyada özgür ve bağımsız uluslarının sahip oldukları haklara sahip olmaları için daha fazla özgürlük ve demokrasi için çırpınan, o tertemiz umutların ve hayallerin sevdalısı…

Bir nesli düşünün, norm ve değerleri için baskı ve zulümlere cansiperane göğüs geren, baskı ve zulümleri ayakta tutan siyasal, sosyal, ekonomik, kultürel ve benzeri yapılara isyanın sevdalısı…

Bir nesli düşünün, umutları ve hayalleriyle, sözleriyle, kalemleriyle, acı ve gözyaşlarıyla, düşe kalka, birbir türlü engellere meydan okuyarak hem kendini, hem de toplumu değiştirip dönüştürme sevdalısı…

Bir nesli düşünün, o tertemiz umutları ve hayalleri için gencecik yıllarını, işkencelerde, cezaevlerinde, yakalanmamak için bazı büyük şehirlerin kimi mahallelerindeki ‘gizli’ evlerde, gurbet ellerinde geçiren, hastalık ve binbir zorluklarla haşır neşir olan, ama hep güneşin ve ateşin sevdalısı…

Bir nesli düşünün, Kürtler ve Kürdistan bir yana, Türkiye için ‘büyük’ vaatlerle gelip, çok geçmeden baskı ve zulüm tezgahlarını yeniden egemen kılanların ‘mazlum’luktan ‘mağrur’luğa dönüşmelerine şahit olmuş, ama yine de ayakta kalma mücadelesinin sevdalısı…

Evet, bu neslimizle ilgili öyle söylenecek çok şey var ki, yukarıda belirttiğim özelliklerin listesi uzun…

Tüm bunlar dün bayram nedeniyle konuştuğum ve yaklaşım 27 yıldır yüzyüze görüşmediğim, çok yakınım olan bir can parçası ile sohbet ederken, bu ayrılık ne zaman bitecek derken, nerdeyse üç neslin birarada olduğu görüntüye şahit olunca, birden dilim tutuldu, kelimeler boğazda düğümlendi, gözyaşlarına boğuldum.

Artık hoşça kalın bile diyemedim, sadece el kol hareketleriyle konuşmayı bitirdim. Çünkü onların üzülmelerini istemedim.

Telefonu kapattıktan sonra gözyaşları akmaya devam etti, aslında asıl gözyaşı seli kalbime, ruhuma doğru akarak bir nevi beni teslim aldı. Yeni neslin uçurtma yüreklilerinden sevgili oğlumuzun sıcacık kucağı ve sözleri dün yaralarımı okşayan hoş bir esinti oldu.

İşte yukarıda bazılarını ifade ettiğim neslimizin dramlarını tekrar yoğun olarak düşündüm, düşündükçe acılarım ve gözyaşlarım arttı.

Bazen gelir böyle ‘nöbet’ler bana, hem de hiç beklenmeyen zamanlarda, bazen gözyaşları olur akar yanaklarımdan, bazen de fırtınalar olur içimden sarar beni.

Ama dünkü belki de son yılların en şiddetlisiydi…

Bir nesli düşünün, öyle zamanlar ve yerler olmuş ki, çok sevdiklerinin, anne ve babalarının, kardeşlerinin, yeğenlerinin sevinçlerine ortak olamamış, hastalık ve ölümlerde acı ve gözyaşlarını paylaşamamış.

Nerdeyse iki nesille yüzyüze gelememiş, telefon ve videolu sohbetlerde, yüzler ve adlar yerli yerine oturamamış…

Halen dünkü ‘nöbet’in yorgunluğu ve ağırlığı üstümde. Sanki saatlerce tonlarca yükün altında ezilmişim.

Ama o tertemiz umutlar ve hayaller bunca yıllar geçse de kendini yenileyerek sürüyor.

Belki de birilerine göre halen de ‘akıllanmayan’ bir uçurtma yürekli bir neslin, uçurtma yürekli neslimizin gücü burada yatıyor.

Bir Anka Kuşu misali, bazen acı ve gözyaşlarından dolayı nefes alamasak da, kendi küllerinden yeniden ve yeniden doğabiliyor; zalımlara karşı güneşin ve ateşin ülkesinin evlatları olarak başı dik durabilir.

Evet, tüm dramlara rağmen halen de güneşin ve ateşin ülkesinin evlatları olarak başı dik o tertemiz umutları ve hayalleri bal eylemiş olan tüm uçurtma yüreklililere…

Uçurtma yürekli neslimize, yine acı ve gözyaşlarına rağmen umutların ve hayallerin yaşama renk verdiği böylesi bir günde, 18 Şubat 2017’de kaleme aldığım aşağıdaki dizlerimle bin selam olsun diyorum:    

Uçurtma yürekli insanlar,
Mütevazi ama başı dik,
Uçurtmalar gibidirler,
Rüzgara kapılmak yerine,
Rüzgara karşı duruşlarıyla yükselirler,
Kendi amaçlar için,
Kendi vizyonlar için,
Kendi rüya ve hayalleri için,
Kendi norm ve değerleri için,
İster tilililerle olsun,
İster acı ve gözyaşlarıyla olsun,
Onlar özgür bir yaşamın sevdalıları

İlginizi çekebilir