Muhittin Beyaz: CHP’nin Kürt yaklaşıma karşılık İYİ Parti’ye ‘eve dön’ çağrısı

Cumhur İttifakı gün geçtikçe daha da çaresiz hale geliyor. Pandemi süreci, ekonomik kriz, derinleşen Kürt sorunu, değer kaybeden TL, hükümetin tüm gayretlerine rağmen bir sonuç vermiyor. 

2001 – 2002 ekonomik krizi ve sonuç vermeyen gayretler AKP için tek başına iktidar fırsatını yaratmıştı. 2020 yılında benzer bir tabloyla aynı sahneleri izliyoruz. Kriz, tıkanmışlık, çare bulunamayan sorunlar gün geçtikçe daha da derinleşerek hükümeti hiç olmadığı kadar çaresiz bir durumda bırakıyor. 

Hükümet bu fırsatın muhalefet tarafından değerlendirilmemesi için siyasetin yönünü başka taraflara çeviriyor. Ayasofya’nın ibadete açılması, Akdeniz’de sismik aramalar, komşu ilişkilerinde gerginlik, muhalefete karşı güçlü görünmek için yapılan siyasi taktiklerdir. 

Ancak beklenmedik kur dalgalanmaları tekrardan yara üstündeki örtüyü kaldırıyor. Buna karşılık diplomaside ve yurt içinde tüm yolları kullanma çaresizliğine düşen hükümet, Muharrem İnce’nin gündemiyle geçinmeye çalışıyor. Meral Akşener’i ‘evine geri dönmeye’ çağırarak sorunlar karşısında zaman kazanmaya çalışıyor.

İYİ Parti’nin eve geri çağrılması yeni bir taraftar kazanmanın yanında ilkelerin rafa kaldırıldığının da bir göstergesidir. Özünde Türkiye siyaseti seküler cumhuriyete dayalı olsa da dini ve milliyetçi temellere dayalı destek siyasette benim milliyetçiliğim senin milliyetçiliğin yarışını başlattı. 

Doğal olarak ta din ve milliyetçilik siyasal tüm sorunların sığınağı haline geldi. Örneğin cumhurbaşkanı sözcüsü İbrahim kalın’ın İYİ Parti’nin ‘’AKP – MHP ile sosyolojik türdeşliği var’’ açıklamaları dini ve milliyetçi yarışa sığınarak yapılan bir açıklamadır.  

‘’Eve dön’ çağrısı başka bir açıdan da CHP’nin Kürt sorununa yaklaşımından kaynaklanıyor. İktidar CHP ve HDP ittifakının güçlenmesinin önüne geçmek için İYİ Parti’yi öne çıkarmaya, olası iktidar alternatifini engellemeye çalışıyor. İYİ Parti Millet İttifakı’nda elini güçlü tutmak için her zaman Cumhur İttifakı’na göz kırpmaktaydı.

Örneğin İYİ Parti Konya milletvekili Fahrettin Yokuş, ‘’iktidarın mecliste tek başına çoğunluğu yok. İttifak kurduğu MHP ile birlikte götürecektir. Ola ki olumsuzluk yaşanırsa İYİ Parti ile ittifak olur mu, olmaz mı; bilmem ama biz meclis tıkanmasın, devlet çalışsın noktasında milletin hayrına olan her şeyde elimizi taşın altına koyarız.’’

Meral Akşener’in yerel seçimlerde Iğdır için” Biz aday çıkarmıyoruz, Cumhur İttifakı’nın paydaşlarına sesleniyorum, oturun, anlaşın tek adaya düşürün.’’ sözleri Millet İttifakı’nda kalmalarının şartlara bağlı olduğunu açıkça göstermiştir. 

İYİ Parti’nin iki bloku birbirine karşı kullanarak güç kazandığı açıktır. Amacı ise A ve B blokunda yer almak değil bilakis partisinin güç kazanması taraftarıdır. Ancak İYİ Parti Millet İttifakı içinde HDP’ ye olan rahatsızlığını her zaman göstermiştir. CHP benim milliyetçiliğim yarışına ve bu rahatsızlığa uygun biçimde HDP ile uzaklığını korurken, 37. Olağan Kongresine yansıyan açıklamaların en belirgini Kürtlere karşı pozitif bir yaklaşımının olmasıydı. 

Eski İzmir Milletvekili Sabri Ergül:  “Türkiye’nin en büyük sorunu Kürt sorunudur. Bu seçimde Kürt vatandaşlar bilinçli bir şekilde bizlere oylarını vermiştir. Büyükşehirlerde o arkadaşları başkan olarak görüyorsak bizim Kürt seçmenlerine teşekkür borcumuz var. Türkiye’nin en önemli sorununda inisiyatif almayacaksak, ülkede nasıl barışı sağlayacağız.’’ demişti.

Yeni bir parti kuracağı söylentileriyle gündeme gelen Muharrem ince’nin yerel seçimleri değerlendirirken ‘’Bu başarı adayların ve Kürtlerin başarısıdır. Kürtler bize bu seçimi hediye etti. Ama Kürtlere bir teşekkür bile edemediler’’ sözleri CHP’nin HDP’ye olan uzaklığının son bulmasından yana kullanılan sözlerdir. 

Bu durumun Millet blokunda İYİ Parti’nin elini zayıflatacağı açıktır. İYİ Parti bu duruma şimdilik hem Cumhur İttifakı’na hem de kendisine yarayan eve dön çağrısını kullanarak CHP’nin, HDP’ye olan uzaklığını kontrol etmeye çalışıyor. Cumhur İttifakı’nın CHP-HDP ittifakına karşı olmasının nedeni de, gelecek secimlerde ya da erken bir secimde çekimser bir ittifakla CHP’nin olası başarılarını engellemek ve ulusalcı bir tabana sıkıştırmaktır. 

Yine de bu taktikler kısa vadeli politik taktiklerdir. Buna karşın daha uzun vadeli politikalar real siyaset için daha önem arz etmektedir.

İlginizi çekebilir