Kürt şair ve yazar Kawa Nemir’ın 2013 yılında Kürtçeye çevirmeye başladığı ve 2023’te tamamladığı İrlandalı yazar James Joyce’un Ulysses adlı eseri edebiyat dünyasında büyük bir heyecan yarattı.
Daha önce İngiliz şair, oyun yazarı ve oyuncu William Shakespeare’in külliyatını Kürtçeye çeviren Nemir, “Neden özellikle Joyce’u seçtin?” sorusunu şöyle yanıtlıyor: “Joyce dili çok güçlü ve çalışkan bir kişiydi. O da İngilizlerin 800 yıllık sömürgesini yenmek için İrlanda dilini geliştirdi.”
Konuşmasında çeviri alanındaki zorluklara dikkat çeken Nemir, çevirmen ve okurlar için bu işin iki kat zorlaştığını, bu nedenle Ulysses’i çevirmeden önce iki yıl üzerinde çalıştığını ekledi.
Avesta Yayınevi tarafında basılan kitap Hollanda’nın Amsterdam şehrinin yanı sıra Berlin ve Paris Kürt Enstitüsü’nde de tanıtılacak.
Paris Kürt Enstitüsü’nde yapılacak prömiyere Rojava Özerk Yönetimi ve Başûrê Kurdistan hükümetinden temsilcilerin de davet edileceği bilgisini veren Nemir, Kamişlo ve Kobanê’ye gitmenin hayali olduğunu, bunun için girişimleri olacağını kaydetti.
Kitap, Leopold Bloom’un 16 Haziran 1904’te İrlanda’nın Dublin kentinde başından geçenleri konu ediniyor. İlk zamanlarda İrlanda’yı kötü gösterdiği için bu ülkede pek tutulmadı. Fakat kitabın geçtiği yerlerin turistik nitelik kazanmasıyla birlikte günümüzde 16 Haziran günü İrlanda’da, kitabın kahramanına atıfla, Bloomsday olarak kutlanır. Kitap hakkında, içerisindeki atıflar, olaylar, kahramanlar üzerinden pek çok tartışma yapılmış ve hem edebiyatçıların ve dil bilimcilerin hem de kültür çalışmalarının konusu haline gelmiştir.
İlk kez 1922 yılında Paris’te basılan Ulysses adını Homeros’un ünlü destanlarından Odysseia’dan almıştır.
Ulysses şu anda Kürt edebiyatçılar arasında önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
‘JOYCE İLE İNTİKAMIMI ALDIM’
Kawa Nemir, çeviri, dil ve edebiyat çalışmasını anlatırken aynı zamanda bu alan üzerindeki baskılara da işaret ediyor. 1992 yılında Türkiye’nin İstanbul kentinde bir lisede İngilizce eğitim gören Nemir, Türk kolonyalizminden intikam almaya karar verir. O dönem bir öğretmeni Joyce’u zorla okutmuş ve kendisine 5-6 sayfalık ödev dayatmıştı.
“O dönem tüm yaşamımı Kürtçeye çevirmeye karar verdim” diyen Nemir şöyle devam ediyor: “Kemalizmin bize dayattığı sömürgecilikten dille intikam alacağımı söyledim. Bu bağlamda Joyce ile bunu gerçekleştirdiğimi söyleyebilirim. Okullarda çok sayıda kaynak, sözlük, not aldım. Burada eklemek istediğim nokta ise şu; En büyük kaynağım annemdi. Eğer annem olmasaydı dilime dönemezdim.”

‘CANINI FEDA EDEN KARDEŞLERİMİZİN EMEKLERİNİN YANINDA BU ÇALIŞMA BİR ŞEY DEĞİL’
Kararının ardından 32 yıllık çalışma serüveni başlayan Kawa Nemir’in çeviriyi “devrimci bir araç” olarak görüyor ve bu bağlamda da en zor eserleri tercih ediyor.
Kürt halkı arasında yapılan her çalışmanın Kürt dilini temsil ettiğine işaret eden Nemir, “Şüphesiz canını feda eden kız ve erkek kardeşlerimizin emeklerinin yanında bu çalışma bir şey değil. Fakat bana göre dilin geliştirilmesi özel ve büyük bir devrimdir” ifadelerini kullandı.
‘BU DEVRİMİN ÇOCUĞUYUM’
Kendisini “Bu devrimin çocuğuyum” olarak tanımlayan Kawa Nemir konuşmasına, “Bizim kuşak yani 1990’lı yıllarda halkımız ölümle karşı karşıyaydı. Bunun için herkes halkı için bir yol tercih etti. Belki çok adım atmadık ama sömürgeci sistemden kendimi çabuk kurtardım” sözleriyle konuşmasına devam etti.
Edebiyatın ulusal olmanın gücünü taşıdığını ve bu anlamda dünya edebiyatına yön veren eserleri tercih ettiğini kaydeden Nemir, “Edebiyat, dil ve düşünce Shakespeare ve Joyce gibi yazarların elinden geçiyor. Bu isimler Kürt edebiyatına örnek olabilir. Kürdistan’da büyük devrimin yanı sıra yok edilmek istenen bir ülkenin nasıl ayağa kalkacağı ve mitografyanın nasıl olacağı ele alınmalı. Başka bir deyişle dil propagandasını kendi dilimizle yapmamız gerekiyor. İleride şu sorular karşımıza çıkacak; ‘Bu dille ne konuşuyorsunuz, fizik nerde, kimya nerde, teori, şiir nerde..?’ Tam bu noktada çeviri rolünü oynuyor. Bugün edebiyatta çok geç kaldık” dedi.
‘ROJAVA DEVRİMİ’NİN BİZE VERDİĞİ FIRSATI İYİ DEĞERLENDİRMELİYİZ’
Nemir konuşmasının devamında, edebiyatın yayılması ve gelişmesi için hem Başûr hem de Rojavayê Kurdistan’da birçok adımın atılması, eğitim alanına daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğini vurguladı. Öte yandan kantonlara bağlı eğitim kurumlarında edebiyat derslerinin daha iyi verilmesi ve kimin üzerine sorumluluk düşüyorsa yapılması gerekir.
19 Temmuz Devrimi’nin ardından Kuzey ve Doğu Suriye’de askeri ve diplomaside oldukça önemli adımlar atıldı. Bugün Rojava Devrimi ve Özerk Yönetim modeli dünyada örnek alınıyor.
Rojava Devrimi’nin birçok dostluk kazandırdığını ve Kürt halkının devrimin verdiği bu dostluklara değer vermesi gerektiğine dikkat çeken Nemir, “Dünyada başka halklar arasında bir arkadaşlık ve dostluk bağı oluştu. Fakat bu sonuna kadar devam etmeyecek Bunun için devrimin bize sunduğu fırsatı iyi kullanmamız gerekiyor. Bu girişimler ilerlemeli ve aydınların rolü korunmalı. Özcesi aydınlar toplumda bilimi oluşturuyor. Ben de halkımın entelektüeliyim kurumlarımız da emekçilerini görmeli” şeklinde konuştu.
ANHA