İran: Nükleer tesislerimizde 2015’teki anlaşmanın ötesinde denetime izin vermeyeceğiz

İran, nükleer programıyla ilgili Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile iş birliğini sürdürdüğünü ve nükleer tesislerinde 2015’te imzalanan nükleer anlaşmanın ötesinde herhangi bir denetime izin vermeyeceğini açıkladı.

İran devlet televizyonuna göre, Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami, başkent Tahran’da düzenlenen kabine toplantısı sonrası basına yaptığı açıklamada ülkesinin nükleer programını değerlendirdi.

Tahran’ın, nükleer alandaki tüm faaliyetlerini uluslararası standartlara ve düzenlemelere göre yürüttüğünü söyleyen İslami, „İran, NPT’ye (Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması) bağlıdır ve bu doğrultuda UAEA, denetimlerinde herhangi bir uygunsuzlukla karşılaştığını iddia edemez.“ dedi.

Ülkesinin nükleer programına ilişkin ortaya atılan iddiaların ve uluslararası soruşturmaların İsrail’in düzmece suçlamalarından kaynaklandığını savunan İslami, „20 yıldır durmadan asılsız suçlamalarda bulunuyorlar. Siyonist rejim, İran’ın nükleer faaliyetlerini ortadan kaldırmak için psikolojik ve terör planları yürütüyor. Son günlerde bu planlarını tekrarladılar.“ diye konuştu.

İslami, yeniden nükleer anlaşmaya varılması halinde 2015’teki anlaşmada belirtildiği üzere İran’ın nükleer programıyla ilgili „asılsız soruşturmaların“ kapatılması gerektiğini ifade etti.

İran’ın, iddia edildiği gibi UAEA’ya bildirmediği gizli bir nükleer tesisinin olmadığını ve bu iddiaların İsrail tarafından uydurulduğunu söyleyen İslami, „Daha önce kabul ettiğimiz nükleer anlaşma çerçevesindeki denetimlere bağlıyız. Anlaşmaya geri dönülürse, (2015’teki nükleer anlaşmada) taraflarca kararlaştırılana bağlı kalacağız. Ne bir kelime eksik, ne bir kelime fazla.“ şeklinde konuştu.

İran ile nükleer anlaşma ve müzakere süreci

İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya (5+1) arasında 2015’te yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran’ın nükleer faaliyetlerinin düzenlendiği ve denetim altına alındığı bir anlaşma imzalanmıştı. Washington, eski Başkan Donald Trump döneminde, 2018’de anlaşmadan tek taraflı çekilerek İran’a yeniden yaptırım uygulamaya başlayınca Tahran da anlaşmadaki taahhütlerini kademeli olarak durdurmuş ve yeniden yüksek düzeyde uranyum zenginleştirme dahil bir dizi adım atmıştı.

Anlaşmanın yeniden uygulanmasını sağlama ve ABD’nin anlaşmaya dönüşü için Nisan 2021’den beri Avrupa Birliğinin (AB) koordinatörlüğünde Viyana’da yapılan müzakereler 8 Ağustos’ta sona ererken müzakerelerin koordinatörlüğünü üstlenen AB’nin sunduğu taslak anlaşma metni sonrasında taraflar nihai anlaşmaya varma konusunda önceki aylara nazaran çok daha olumlu işaretler vermişti.

İran Dışişleri Bakanlığı, AB tarafından sunulan ve nükleer müzakerelerde nihai yol haritası olarak kabul edilen anlaşma taslağına ilişkin görüşlerini 15 Ağustos’ta AB’ye iletmiş ve taslak metne verdikleri yanıta karşılık ABD’nin cevabını beklediklerini açıklamıştı.

İran’ın yanıtını „makul“ olarak niteleyen AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Borrell, dün konuyla ilgili açıklamasında, ABD’den olumlu yanıt gelmesi halinde bu hafta sonu İran ile nükleer anlaşmaya varılabileceğini söylemişti.

Washington, Tahran’ın anlaşmadaki taahhütlerine geri dönmesini, İran ise anlaşmadan ayrılan taraf olarak öncelikle ABD’nin anlaşmaya dönerek tüm yaptırımları kaldırmasını ve anlaşmadan tekrar ayrılmayacağına dair güvence vermesini talep ediyor. İran ayrıca nihai anlaşma için nükleer programıyla ilgili uluslararası „siyasi soruşturmaların“ kapatılmasını istiyor.

İran ​​​​​​​Atom Enerjisi Kurumu Başkanı İslami, 21 Ağustos’ta yaptığı bir açıklamada, dünyadaki nükleer faaliyetlerin yalnızca yüzde 2’sinin İran’da gerçekleşmesine rağmen uluslararası teftişlerin yüzde 25’inin İran’da yapıldığını söylemişti.

 

/Ajans/

İlginizi çekebilir