Iğdır: Aileler arasındaki anlaşmazlıkları çözen 9 kişiye yüzlerce yıl hapis cezası verildi

Iğdır’da “Adalet Komisyonunda” yer aldıkları iddiasıyla haklarında dava açılan 13 kişiden 9’una 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce “Örgüt üyesi olmak”, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” ve “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve yağma” iddiasıyla verilen yüzlerce yıl hapis cezasının gerekçeli kararı açıklandı.
Müebbet hapis cezası verilen 6 kişinin yaşları 70 ila 74 arasında olması dikkati çekerken, 4 kişiye beraat verildi. 2 Nisan’da açıklanan kararın gerekçesinde, askeri operasyonda ele geçirilen bir evrakta kişilerin isimlerinin bulunması, gizli tanık beyanları ve düzenlenen barış yemekleri programları da suç olarak yer verildi. Yargılananların tamamı ise yerel mahkemenin verdiği karar sonrası tutuklandı. Abdullah Ateş’in gelini Kadife Ateş ve Kerim Boran’ın eşi Saliha Boran, karar tepki gösterdi.
ONLARCA YIL HAPİS 
Ceza alan 77 yaşındaki Kerim Boran, yürütülen soruşturma kapsamında 27 Kasım 2017 tarihinde tutuklandı. 2 Mart 2018 tarihinde tahliye olan Boran, 15 Nisan’da tekrar tutuklandı. Boran’a “Örgüt üyesi olmak” suçundan 6 yıl 3 ay, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla müebbet, “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve yağma” suçundan da 42 yıl 2 ay 7 gün hapis cezası verildi.
74 YAŞINDA MÜEBBET HAPİS
74 yaşındaki Mehmet Çelik ise, aynı soruşturma kapsamında 16 Kasım 2015 tarihinde tutuklanarak cezaevine konuldu. Çelik, 26 Ekim 2017 tarihinde tahliye edildi. 2 Nisan tarihinde görülen karar duruşmasından hemen sonra tutuklanan Çelik’e, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla müebbet ve “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve yağma” iddiasıyla da 15 yıl hapis cezası verildi.
72 yaşında olan Ferzende Elbi de, 9 Ekim 2015 tarihinde tutuklandı. 26 Ekim 2017 tahliye edilen Elbi, verilen karar sonrası 2 Nisan’da tutuklandı. Elbi hakkında da, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla müebbet hapis, “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve yağma” iddiasıyla da 20 yıl hapis cezası verildi.
Yine 2015 yılında tutuklanan ve 2017 yılında tahliye olan 72 yaşındaki Ehettin Kaynar hakkında da “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak suçu” iddiasıyla müebbet hapis cezası, “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve yağma” iddiasıyla da 15 yıl hapis cezası verildi. Kaynar, 2 Nisan’da kararın açıklanmasının ardından tekrar tutuklandı.
MAHKEME SALONUNDA TUTUKLANDI
71 yaşındaki Abdülmecit Kaya hakkında da yine “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla müebbet hapis, “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve yağma” 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Kaya da yine duruşma günü verilen karar sonrası mahkemede tutuklanmıştı.
CEZA YAĞDIRILDI
Ceza alan 70 yaşındaki Abdullah Ateş hakkında da yine “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak suçu” iddiasıyla müebbet hapis ve “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve yağma” iddiasıyla da 5 yıl hapis cezası verildi. Duruşma günü mahkemede hazır olan Ateş, tutuklanarak cezaevine konuldu. Sanıklardan 55 yaşındaki Ali Turgut’a “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 8 yıl 9 ay, sanıklardan 58 yaşındaki Mehmet Emin Ay’a “Tehdit” suçunu işlemekten 3 yıl 4 ay ve 43 yaşındaki Ahmet Yıldırım’a ise “Nitelikli yağma” iddiasıyla 10 yıl hapis cezası verildi.
‘BU YAŞLI İNSANLARI BIRAKSINLAR’
Abdullah Ateş’in gelini Kadife Ateş, kayın babasının herhangi bir suç işlemediğini sadece aileler arasında çıkan tartışma veya kavgaları olumlu yönde çözmeye çalıştığını ifade etti. Ateş, “İnsanlar arasındaki sorunları çözdüğü için çok saygı duyulurdu kendisine. İşte hakkında da bundan dolayı davalar açıldı. Yargılandı ve hak etmediği bir ceza aldı. Kayınpederim mahkemelerin hepsine katıldı çünkü suç işlemediğini biliyordu. Hiçbir yere kaçmadı ve en son mahkemede çok ağır bir cezaya çarptırıldı. Kayınpederim birçok hastalığı var. Son görüşte bana ‘artık ben burada kalamam. Dayanılacak gibi değil. Ben kalmaya devam edersem kaldıramam’ dedi. Özellikle 40 gündür kendilerine çay verilmediğini söyledi. Bu insanlar bastonsuz dolaşamayan insanlar. Bunların artık evlerinde torunlarını sevmesi ve sevdikleri ile son günlerini geçirmesi gerekiyor. Bu yaşlı insanları bıraksınlar. Onları insafa ve vicdana çağırıyorum” diye konuştu.
‘YAN YANA ÖLMELİYİZ’
Kerim Boran’ın eşi Saliha Boran ise, eşinin insanları barıştırmak için çok çalıştığını dile getirdi. İnsanların eşine saygı duyduğunu bu nedenle eşinin aracı olduğu, sorunların çoğunlukla halledildiğini ifade eden Boran, şunları söyledi: “Kimsenin hakkını yemezdi. İnsanlar gelip onu çağırır götürürlerdi. Sabah akşam demeden bu barış meseleleri için çalışırdı. Bundan dolayı da tutuklandı. Yaşlı bir insan ve çok bir hastalığı var. Anjiyo olmuş yine böreklerinde rahatsız ve her gün bir avuç dolusu ilaç kullanıyor. 2017 yılında tutuklanıp Patnos Cezaevi’ne götürüldüğünde orada namaz kılarken secdeye başını koyduğu anda artık kaldıramıyor. Ardından Ağrı’ya hastaneye götürüyorlar. Tahliye olduktan sonra Adana’ya giderek ameliyat oldu. Ben de burada perişan oldum. Kapıda onun yolunu gözlüyorum. Ölsek bile yan yana ölmeliyiz. Bundan da başka bir şey istemiyoruz. Kerim orada ben burada ölüyüm.”
/Mezopotamya Ajansı- Dindar Karataş/
İlginizi çekebilir