HDP’nin ‘Dedeoğulları katliamı araştırılsın’ önerisi reddedildi

HDP’nin Dedeoğulları katliamının araştırılması için verdiği önerge AKP-MHP oylarıyla reddedildi. AKP’li Sorgun’un katliama ‘husumet kaynaklı elim hadise’ demesine tepki gösteren Beştaş, saldırının ırkçı saiklerle gerçekleştiğini belirterek, ‘Doğru bir değerlendirme ve teşhis konulmazsa yargılamada da cezasızlık politikası maalesef devam ettirilir’ dedi

Meclis Genel Kurulu’nda Halkların Demokratik Partisi’nin Konya’nın Meram ilçesinde Dedeoğulları ailesinden 7 kişinin yaşamını yitirdiği katliamın araştırılması için verdiği önerge görüşüldü. Önerge AKP-MHP oylarıyla reddedildi.

Önergeye dair söz alan HDP Milletvekili Züleyha Gülüm katliama dair konuştu. Katlima ilişkin gerçek bir soruşturmanın yapılmadığını belirten Gülüm, “Bu soruşturma dosyasında ailenin katledilmesine kadar hiçbir işlem yapılmadı. Olayın olduğu anda dinlenmesi gereken tanıklar dinlenmedi, ne zaman dinlendi? Dedeoğulları ailesi katledildikten sonra dinlendi. Soruşturmanın önemli bir delili olan HTS ve telefon kayıtları ne zaman incelendi, ne zaman dosyaya girdi? Aile öldürüldükten sonra. Savcı bütün işlemleri ancak sonraki dosya gündeme girdiğinde yani aile katledildiğinde ve tabii ki bu, kamuoyuna yansıdığında kamuoyu baskısı sonucu dosyayı aldı ve incelemeye başladı” diye anlattı.

Savcının yaklaşımı

Dosyada daha önce delillerin sonuçları gelmeden takipsizlik kararı verildiğini belirten Gülüm, “Savcı bu takipsizlik kararını verirken de olayı çarptıracak bir cümle kullandı: Olayda Kürt olmalarından kaynaklı bir durum yoktur, ırkçı saldırı yoktur! Hangi araştırmayı yaptınız da bu sözü söylüyorsunuz diye buradan sormak gerekiyor. Ve yine bu soruşturmada Dedeoğulları ailesinin evinin bahçesinde bulunan fişeklerle ilgili de bir değerlendirme yapmış savcı bey. Fişeklerin Dedeoğulları ailesine ait olduğunu söylemişti, oysaki sonraki soruşturmada bunların saldırgan aileye ait olduğu açıkça ortaya çıktı” şeklinde konuştu.

Tehditlere rağmen önlem alınmadı

Saldırganların Dedeoğulları ailesine, “Biz ülkücüyüz, siz Kürtleri buradan kaldıracağız” tehditlerinde bulunduklarını anımsatan Gülüm, “Olay tarihinde ağır yaralanan Yaşar Dedeoğulları, ifadesinde şahıslarla aralarında 10 yıldır husumet olduğunu, husumetin sebebinin Kürt olmalarından, Kürtlük mevzusundan kaynaklandığını dile getiriyor. Yine, katilin 112 çözümleme tutanağında ‘Biz Türk halkı olarak siz polisleri çok seviyoruz, biliyorsunuz değil mi? O turistleri vurdum, aslında daha fazlasını da vuracağım’ diyor. Dedeoğulları ailesi bu saldırıdan sonra bir kez daha saldırıya uğruyor ama yine soruşturma ya da bir güvenlik önlemi alınmıyor. Basına yansıyan sürecin en başından itibaren hem iktidar yetkilileri hem Konya Cumhuriyet Başsavcılığı olayın aydınlatılmasının ve ırkçı saiklerin cezalandırılmasının önünü kesen açıklamalar yapıyorlar” dedi.

‘Olay bile, isteye aydınlatılmıyor’

Saldırıların “Kürtlük meselesiyle ilgisi yoktur” denilerek üstünün kapatıldığını ve bunun sonucunda aynı aileden 7 kişinin katledildiğini vurgulayan Gülüm, dosyadaki bilgilerin karartıldığını belirterek. “Olay bile, isteye aydınlatılmıyor. Mehmet Altun’un dışındaki tüm failler tahliye edildiler, hem de çok kısa bir sürede. Dedeoğulları ailesine mensup müşteki aile üyelerinin duruşma salonunda dile getirdiği adalet taleplerinin cevabı ise aileye yönelik darp, gözaltı ve soruşturma dosyaları oldu. Failler, bu soruşturma dosyalarındaki şikâyetlerinde 12 Mayıs’ta gerçekleşen saldırı sonrası soruşturma savcısıyla görüştüklerini söylüyorlar. Bakın, bunlar dosyada var ve ‘Keleş ve Çalık ailelerinden tutuklananları biz tahliye ettirdik’ diyor, sanıklar açıkça bunu söylüyor. Mehmet Altun’un olay sonrası firari olduğu süreçte 155’le otuz beş dakikalık görüşme kaydı bile dosyadan çıkarılıyor.” diye belirtti.

‘Kayıtlar neden ortadan kaybedildi?’

“Mehmet Altun’un olay sonrası firari olduğu süreçteki bu kayıtlar neden ortadan kaybedildi?” diye soran Gülüm, katliamın ısrarla bir husumet, tarla meselesi olarak gösterilemeye çalışıldığını söyledi. Katliamdan sonra katil Mehmet Altun’un yakalandıktan sonra âdeta kahraman gibi karşılandığını ifade eden Gülüm şöyle devam etti: “Kolluk birimlerinin, infaz görevlilerinin kendisine ve ailesine ne kadar iyi davrandığını, teselli ettiklerini kendisi anlatıyor. Öyle ki ilk duruşmada salona polis silahla giriyor, müştekilerden birine doğru yöneliyor ancak diğer polislerin durdurmasıyla engellenebiliyor. Sanıklar tüm aşamalardaki tutarlı beyanlarında -ki en tutarlı beyanları bunlar- kolluğun kendilerine her zaman ısrarla ne kadar iyi davrandıklarını hatta polisin kendileriyle beraber neredeyse tarlaya gidip onlarla çalışmak istedikleri yönünde beyanda bulunuyorlar.”

‘Katliam araştırılmalı’

Davanın yarın karar duruşmasının görüleceğini belirten Gülüm, “Biz yürütülen süreçten şunu gözlemliyoruz: Her zaman olduğu gibi bir tetikçi cezalandırılacak, dosyanın diğer failleri yargılanmayacak ve daha da önemlisi bu katliamın aslında ırkçılıkla beslendiğini, Kürtlere yönelik bir katliam çizgisinin sonucu olarak gerçekleştiğinin üstü örtülmeye çalışılacak. İşte biz bu nedenle diyoruz ki: Burada bir araştırma komisyonu kurulmalı ve bu gerçek açığa çıkmalıdır ki bundan sonra benzer katliamlar gerçekleşmesin” ifadelerini kullandı.

AKP’li Sorgun: Elim bir hadise!

HDP’nin önergesi üzerine söz alan AKP Konya Milletvekili Ahmet Sorgun, Dedeoğulları ailesinden 7 kişinin katledilmesini “Elim bir hadise” olarak değerlenirdi ve şöyle konuştu: “Aralarında komşuluk ilişkisinden kaynaklanan eski bir husumet söz konusudur. Araştırma önergesinde, maalesef ‘ırkçı bir saldırı’ diyerek konu mecrasından çıkartılmış ve olay etnisite alanına çekilmek istenmektedir ki bu, toplumsal barışımıza asla hizmet etmediği gibi, aksine, toplumsal barışımızı bozacak bir yaklaşımdır.”

Beştaş: Irkçı saiklerle gerçekleştirildi

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Dedeoğulları ailesinden 7 kişinin yaşamını yitirdiği saldırısının katliam olduğunu ve ırkçı saiklerle gerçekleştirildiğini vurgulayarak, “Keşke ırkçı bir saldırı olmasaydı, keşke biz bunu söylemek durumunda kalmasaydık ama biz, yapanları değil, gerçekleri söyleyenleri bu şekilde eleştirmeyi kabul edilemez buluyoruz. Bir aile -Çetin Dedeoğulları hariç- tamamen yok edildi ve ortaya çıkan -hatibimiz de anlattı- polis kayıtları, telefon konuşmaları, sorgu, katile yönelik yaklaşım bu olayın ayrıntılarının açığa çıkmasını da ortaya koymaktadır. Önemli olan doğru teşhis koymaktır; doğru bir değerlendirme ve teşhis konulmazsa yargılamada da cezasızlık politikası maalesef devam ettirilir” diye konuştu.

HDP’nin önergesi, AKP-MHP oylarıyla reddedildi.

Kaynak: Yeniyaşam

İlginizi çekebilir