Hasip Kaplan: İnsanlık Sınavdadır

Her gün güneşin doğuşuyla uyanır kahvemi içerim.

Bilgisayarın başına geçer ülkede ve dünyada neler oluyor bakarım. 

Zaman acımasız akıyor, kimi zaman riskler ve fırsatlar at başı gidiyor.

Savaşa karşı barış ,otokrasiye karşı demokrasi arayışları sürüyor.

Halkların, inanç gruplarının özgürlük ve eşitlik mücadelesi gelişiyor.

Adalet arayışları hiç bir zaman durmadı.

Bazen bir haber düşer basına, insanı insanlığından utandırır.

Kadına şiddet ve işlenen cinayetlerin en vahşisinin yanıbaşımızda yaşanması sıradanlaştı.

İstanbul Sözleşmesinde kabahat bulanlar ırz düşmanlarını, kadın düşmanlarını, insanlık suçu işleyenleri infaz yasalarıyla tahliye ettiler.

Suruç, Gar, Roboski katliamlarını yapanlar, çeteler, mafya mensupları, katiller özgürce dolaşıyor.

Katliamları protesto edenlere devletin güvenlik güçleri siyasi iktidardan aldıkları talimatlarla acımasız saldırıyorlar.

Medyada Kürtleri, Kürtler olmadan, kadınları kadınlar olmadan tartışıyorlar.

İstanbul şehir sokaklarında insanlar çığlık atıyor, ‘açım yemek yok mu?’’ diye.

Tek bir fabrika açamayan iktidar bir yılda 95 cezaevi açılışı yapıyor.

Ayasofya’da şaşaalı, canlı yayınlı VIP Namaz programları yapılıyor.

Kul ile Allah arasında olan ibadet siyaset ve ticaret konusu oluyor.

Hasankeyf sular altında kalırken, çevre , doğa, kültür talanı ve  tahribatı sürüyor.

Libya’da tehlike büyüyor. Sisi  dahil birçok ülke ile karşı karşıya geliyor iktidar.

Akdeniz’de sular ısınıyor, saha tartışmaları ve çatışmaları gündemde.

Kafa kesen, kadınları köle pazarlarında satanlarla kol kola geziyorlar. Suriye’de İŞİD ve Cihadist çetelerle beraber.

Rojava’da, Başur’da saldırılar sürüyor. Cenaze olmayan gün yok. Bin yıllık birliktelikten, ayrılığa doğru düşmanlık tohumları ekiliyor.

Ekonomi dibe vurmuş, enflasyon azmış, işsizlik artmış, devlet tarihin en büyük bütçe açığını veriyor.

Halkın sesini kesmek, itirazlarını duymak istemiyorlar.

Sosyal medya yasaklarını bu nedenle iktidar bugün Meclise taşımış.

Muhalefet basınını susturup,gazetecileri tutuklayanlar ‘’Z’’ kuşağının ‘’OyMoyYok’’ diyenlere tahammül edemeyenler iktidarlarını zorbalıkla sürdürmek istiyor. 

İktidar ülkeyi freni patlak bir kamyon gibi uçuruma sürerken muhalefet ne yapıyor.

Sokağa çıkan,yürüyen cesur bir muhalefetin olmayışı iktidarın ekmeğine yağ sürüyor.

Düzen ve sistem partilerinin sahte umutları tutmuyor.

MHP ikiye bölündü. AKP üçe bölündü. CHP kurultaya gidiyor, umut mu olur yoksa oda mı bölünür göreceğiz.

Meclisin gündemi ile halkın gündemi farklı.

Darbelerden ve Coronadan beslenen  iktidar,hukuksuzlukta sınır tanımıyor. 

Yasaklarda Kuzey Kore, dini rejimde İran, despotlukta El Beşir’in Sudan’ı olmak istiyor.

Türkiye AB’den ve Avrupa’dan uzaklaşıyor.

Kopenhag kriterlerinden Ankara/Saray Rejimi kriterlerine  dönüyor.

İnsancıl hukuku yok sayanlar,hukuk vicdan ahlak tanımıyor.

İşte bu durumda muhalefet bir araya gelmelidir.

Hukuk devleti bağımsız yargı, bağımsız basın, demokratik bir toplum için bir şeyler yapmalıdırlar.

Demokrasiye geçişin temel ilkelerini ve programlarını saptamaları gerekir.

Mücadele için alanlara çıkmaları gerekir.

İnsanlık namusu ve onuru sınavdadır.

Aksi takdirde yaşam haklarını dahi koruyamaz duruma düşerler.

İlginizi çekebilir