Günay Aslan: Amerika Bölünmüş Devletleri

Amerika’da Demokratların adayı Biden, 3 Kasım Başkanlık seçimini kazandı ancak, Trump sonuçları kabul etmiyor. Bazı eyaletlerde oy sayımı sürüyor. Bazı yerlerde konu mahkemeye intikal etmiş durumda ve yeniden sayım için Trump’ın ‘hile’ iddialarını kanıtlaması bekleniyor.

Seçimlerin üzerinden bir hafta geçti ama Trump hala, ‘’Çok iyi gidiyoruz, biz kazanacağız’’ diyor. Trump, devir teslim için umut vermediği gibi bazı görevlileri istifaya zorluyor ve kendine yakın isimleri de Pentagon başta olmak üzere kritik görevlere atıyor. 

Cumhuriyetçi senatörler de Trump’a ‘diren’ çağrısı yapıyor. Eski CIA başkanı olan ABD’nin Dışişleri Bakanı Pompeo ise ‘’İkinci Trump dönemine yumuşak geçişin olacağını’’ söylüyor.

Öte yandan Trump’ın seçim yenilgisini kabul etmemesini ‘utanç verici’’ bulduğunu açıklayan Biden da endişeli fakat kolları da sıvamış, hızlı bir başlangıç yapmak istiyor. Telafi etmesi, düzeltmesi gereken çok şey olduğunu söyleyen Biden bir yandan da kabinesini oluşturmaya çalışıyor.

Fakat Biden’ın kabinesine Senato’nun onay vermesi gerekiyor ki bu da çok zor görünüyor. Her şeyden önce Ocak ayında Georgia’da Senato üyeleri için yapılacak ikinci tur seçimlerini Demokratların kazanması gerekiyor, bunun da garantisi yok ve Cumhuriyetçiler burada zafere daha yakın görünüyor.  

Dolayısıyla bir hafta öncesine kadar tüm dünyada yanıtı aranan seçimlerin nasıl sonuçlanacağı sorusunun yerini şimdi ‘’bundan sonra ne olacağı sorusu?’’ almış durumda. Belirsizlik, boşluk, kaos senaryosu sadece Amerika’da değil, dünya genelinde tedirginlik yaratıyor.

Gerçi Trump döneminde Amerikan sistemin temel dayanakları yıpratılmış olsa da Amerika’da demokratik sistemin dayanakları hala çok güçlü ve sistem bütün zorluklarına rağmen bu sorunun üstesinden gelir ama bunun çok da kolay olmayacağı gözleniyor.  

Bölünmüş, kutuplaşmış Amerikan toplumunun birleşmesi, ‘ulusalcı- küreselci’ olarak ayrışmış ve köprüleri atmış siyasetin uzlaşması zor görünüyor. İç kriz derin ve Amerika Birleşik Devletleri şimdi Amerika Bölünmüş Devletleri izlenimi veriyor ve krizin derinleşmesi ihtimali tüm dünyada tedirginlik yaratıyor.

ABD hala çok güçlü kurumlara, birikime, kurallara, temayüllere sahip ama içeride ciddi bir politik kriz var ve Trump’ın psiko-politik özellikleri göz önüne alındığında bunun herkes için olumsuz sonuçlar doğuracağını hesaba katmak gerekiyor. Ayrıca bu ihtimale de hazırlıklı olmak gerekiyor.

Zira küresel çaptaki belirsizlikler, boşluklar ve kaotik gelişmeler dünya genelinde ciddi güvenlik sorunları üretebilir. Özellikle bizim bölgemizde ise pusuya yatmış Erdoğan- Putin ve Ruhani üçlüsüne yeni hamleler, işgal girişimleri, operasyonlar ve baskınlar için fırsat verebilir.

Bulanık suda balık avlamak için hazırlık yapan Türkiye- Rusya ve İran fırsattan yararlanmak için Amerika’nın bölgedeki müttefiki Kürtlere; Güney Kürdistan ve Rojava’ya; özellikle de Rojava saldırı düzenleyebilirler. 

Kaldı ki bunun da işaretleri geliyor.

Bir yandan Rusya ve İran’ın desteklediği Şam rejimi, diğer yandan Türkiye Rojava’yı yeniden kıskaça almaya çalışıyor. Bu ülkelerin ‘potansiyel tehlike’ olarak gördükleri Kürtleri rahat bırakmayacakları anlaşılıyor.

Dolayısıyla Kürtlerin de gerilime yol açan kendi iç sorunlarını en azından bir süreliğine ertelemeleri, iş işten geçmeden savunma önlemlerini almaları gerekiyor.

Biden koltuğuna oturuncaya ve göreli bir istikrar sağlanıncaya kadar dünya diken üzerinde olacaktır. Kolay olmayacaktır ancak sonunda Trump gidecektir ve giderayak yine çok zarar verecektir.

Kütlerin rehavete kapılmak yerine çok dikkatli olmaları gerekiyor…

İlginizi çekebilir