Gelecek Partisi’nden Torun: Suriye’de özerk Kürt yapısı, bölgede akan kanı durdurur

Eski diplomat ve iki dönem AKP’de milletvekili olarak da görev yapan Gelecek Partisi Genel Sekreteri Cemalettin Kani Torun, Suriye’de Kürtlerin kendilerini ifade edebileceği bir statüsünün olmasının, Türkiye’ye de fayda getireceğini söyledi. Torun, HDP’li belediyelere kayyum atanmasının yanlış olduğunu kaydetti.

Irak Federe Kürdistan Bölgesinde yayın yapan Kürdistan24 TV’den Nalin Diri’ye konuşan Torun, Türkiye’nin Suriye’nin Rojava bölgesindeki Kürtlerin varlığıyla ilgili yaklaşımına dair soruya dikkat çekici bir cevap verdi. Suriye’deki iç savaşın ardından eskiden Kürtlerin varlığını inkar eden Baas rejiminin Rojava bölgesini boşaltarak bölgeyi fiilen oradaki Kürtlere bıraktığını kaydeden Torun, “Onlar da muhalefete destek vermek yerine maalesef o dönemde biraz da oportünist bir tavırla rejimle iyi geçinme yolunu tercih ettiler. Bu tabii yanlış bir şeydi” yorumunda bulundu.

“SURİYE’DE KÜRTLERİN KENDİLERİNİ İFADE EDECEĞİ BİR STATÜSÜ OLURSA…”

Rojava’da Amerika’nın öncülüğünde Suriye Demokratik Güçleri yapısının kurulduğunu kaydeden Kani Torun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye bunun büyük ölçüde PKK yandaşlarından oluştuğunu iddia ediyor. Amerika ise ‘yok Araplar da var içinde, PKK da var diğerleri de var’ yani karışık olduğunu iddia ediyor. Burada söylenebilecek olan şey şu; Türkiye sınırlarında bağımsız bir yapının elbette ki oluşmasını istemez. Ama ben şunu söyleyeyim, Suriye’nin toprak bütünlüğü içinde Kürtlerin kendilerini ifade edebilecekleri bir bölgenin, statüsü Suriye’nin kendi anayasal yapısı içinde olmak kaydıyla, aynen Irak’taki gibi bir yapının oluşmasının Türkiye’ye uzun vadede zarar değil yarar getireceği kanaatindeyim.”

Rojava’yla ilgili endişelerin 90’lı yıllarda Irak’la ilgili de var olduğunu kaydeden Gelecek Partili Kani Torun, “Aynı endişeler 1990’larda Irak’taki Kürdistan Bölgesi için konuşulurdu. Ama Irak’taki Kürdistan Bölgesi 2003 Irak savaşı sonrasında federal bir yapıya dönüştüğünde Türkiye’nin en yakın dostu oldu. Halen de bölgede en yakın ilişkileri olan ülke de Türkiye’dir. 2016 sonrasında ilişkiler git gide bozulmuş olsa bile ekonomisi büyük ölçüde Türkiye’ye bağlıdır. Oradaki şirketlerin yüzde 90’ı Türk şirketleridir. Aynı şeyin ben Rojava için de olacağını düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

“BÖLGEDEKİ KANIN DURMASINA VESİLE OLUR”

Bölgede sınırların değişmesinin kan ve gözyaşı anlamına geleceğini savunan Torun, “Mevcut sınırlar muhafaza edilerek sınırların içinde birtakım demokratik düzenlemelerin yapılması, oradaki halkların kendilerini ifade edebilecekleri, anayasal sınırlar içinde birtakım yapılar kurulması, otonom, federal, kanton her neyse, oradaki bütün toplumun kabul edebileceği bir şekilde olması aslında bölgedeki kanın durmasına da bir vesile olur” dedi.

“HDP’NİN KRİMİNALİZE EDİLMESİ YANLIŞ”

Kani Torun, HDP’li seçilmiş belediyelere kayyum atanmasının yanlış olduğunu da kaydederek, “HDP sonuçta, baştan da söylediğim gibi Türkiye’de kurulmuş siyasi bir partidir, Meclis’te temsil edilmektedir. HDP’nin kriminalize edilmesi yanlıştır. Bu HDP’ye oy veren 6 milyon seçmene karşı yapılan bir yanlıştır. İkincisi HDP’li olduğı için seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınarak yerine İçişleri Bakanlığı tarafından kayyum atanması da yanlıştır” dedi.

“6 MİLYON OYU YOK SAYARAK HİÇBİR ŞEYİ ÇÖZEMEZSİNİZ”

HDP’nin Kürt sorunun çözümünde kilit rol oynayabileceğini ancak Kandil’in proksisi şeklinde çalışmasına da karşı olduklarını kaydeden Torun, “Bir siyasi parti olarak Türkiye’de aslında Kürt sorununun çözümünde HDP önemli bir rol oynayabilir, bu rolün oynanması gerektiğine de inanıyoruz. Belki bir sonraki dönemde bu anlamda oluşabilecek yeni bir çözüm ya da barış süreci, adına ne dersek diyelim, HDP de bunun içinde mutlaka olacaktır. Çünkü bu 6 milyon oyu da yok sayarak Türkiye’de Kürt nüfusa yönelik hiçbir şeyi çözemezsiniz” değerlendirmesinde bulundu.

/Kronos/

İlginizi çekebilir