Gazeteci Aida Ghajar: İran rejimi tarafından ülke dışında öldürülen veya kaçırılan İranlı muhaliflerin sayısı 540’tan fazla.

İran rejiminin ülke dışındaki muhaliflere yönelik tehditlerini artırdığını vurgulayan Gazeteci Aida Ghajar bu tabloda Türkiye’nin İltica Kanunu’nda yer alan hükümleri işletmediğini ifade ediyor.

Benzer haberler

İran’da rejim karşıtı halk protestoları 3 ayı geride bıraktı. Protestolarda polis ve devlet şiddeti nedeniyle 400’ü aşkın kişi hayatını kaybetti; binlerce kişi tutuklandı. Molla rejiminin protestolara karşı baskıları ülke sınırlarını da aşıyor. Rejimin tüm saldırılarına rağmen İran’da ve yurt dışında protestolar devam ederken; Türkiye’de bulunan İranlı siyasi mülteciler de rejimin hedefinde.

Abdulrahman Broumand İnsan Hakları Merkezinin verilerine göre İran rejimi tarafından ülke dışında öldürülen veya kaçırılan İranlı muhaliflerin sayısı 540’tan fazla. Bunların büyük çoğunluğunu gazeteci yazar ve aydınlar oluşturuyor. Fereydoun Farrokhzad, Abdullah Qadri Azar, Eghbal Moradi, Ruhollah zam gibi birçok isim bu uzun listede yer alıyor.

ÖLÜM RİSKİNE RAĞMEN İADE EDİLDİ

„İran rejimine karşı gelme“ suçlamasıyla beş yıl hapis cezasına çarptırıldıktan sonra 2014 yılında Türkiye’ye sığınan Gazeteci Mohammad Bagher Moradi’den uzun süredir haber alınamıyor. Mayıs ayında Türkiye’de kaybolan Moradi’nin İran Devrim Muhafızları hapishanesinde olduğu düşünülüyor.

Moradi’nin Avukatı Salih Efe, Radio Azadi’ye verdiği röportajda müvekkilinin Türkiye’de beş ay „yasadışı“ olarak tutuklu kalmasının ardından can güvenliği olmamasına rağmen Kasım’da İran’a teslim edildiğini söyledi.

MANİSA’DA CANSIZ BEDENİ BULUNDU

İran’da tutuklanıp işkence gördükten sonra Türkiye’ye gelen İranlı Şair ve Yazar Mohammad Şabani’nin ise 23 Ekim’de Manisa’da cansız bedeni bulunmuştu. Şiraz Belediye Meclisi Eski Üyesi Mehdi Hajati Şabani’nin İran rejimi tarafından öldürüldüğünü iddia etti. Şabani, sosyal medya paylaşımında Manisa Cumhuriyet Başsavcılığının Şabani’nin annesi ile iletişime geçtiğini ve oğlunun İran istihbaratı tarafından öldürüldüğünü söylediğini belirtti. Bu bilgiyi paylaşan Hajati de ölüm tehditleri alıyor.

Konuya ilişkin Washington Post’a konuşan Hajati’nin İran hükümetinin son yıllarda yurtdışındaki muhaliflerini tasfiye etme eğiliminde artış yaşandığını ifade etti.

İran istihbarat teşkilatı tarafından tehdit edildiğini ifade eden Hajati, Türkiye istihbaratının da İran rejimi karşıtı faaliyetlerini sürdürmesi halinde kendisini sınır dışı etmekle tehdit ettiğini belirtti.

MİT geçtiğimiz yıl İran rejimine muhalif olan bir mülteciyi kaçırmak için İran istihbaratıyla suç ortaklığı yaptıkları şüphesiyle 17 kişiyi tutukladığını duyurmuştu. Üç yıl önce Black Box Telegram kanalının yöneticisi Masoud Molavi’nin İstanbul’da vurularak öldürülmesine ilişkin olayın failinin de İran Konsolosluğu çalışanı Mohammad Reza Naserzadeh olduğu iddia edilmişti.

‘SİYASİ MÜLTECİLER SÜREKLİ TEHDİT ALTINDA’

Göçmen dosyaları üzerine çalışmalar yürüten Gazeteci Aida Ghajar, gazetemize konuşarak İran rejiminin ülke dışındaki muhaliflerine yönelik tehditlerini artırdığını vurguladı.

Siyasi mültecilerin kriz yaşanan dönemlerde ülkeler arasında kullanılan araçlardan biri olduğunu ifade eden Ghajar, “Kaçırılma vakaları bir yana İranlı mültecilerin özellikle Türkiye tarafından birçok kez İran’a iade edildiğini veya sınır dışı edildiğini gördük. Ki İranlı siyasi mültecilerin üçüncü ülkeye gitmek için Türkiye’den başka çareleri yok” dedi.

İran’daki 2019 protestoları sonrası haklarında idam kararı verilen Amir Hossein Moradi, Mohammad Rajabi ve Saeed Tamjidi’nin Göç İdaresi tarafından İran’a iade edildiğini hatırlatan ve benzer sayısız örnek sıralanabileceğini söyleyen Ghajar, “Herkes İran’da işkence olduğunu, insanların idam edildiğini biliyor. Binlerce kişi sırf ölmemek için İran’ı terk etmek zorunda kalıyor. Ama yine de ifade özgürlüğüne sahip değil. Çünkü sürekli tehdit ediliyor” ifadelerini kullandı.

Siyasiler, gazeteciler, insan hakları ve kadın hakları aktivistleri gibi bir çok rejim muhalifinin üçüncü ülkeye gitmek üzere Türkiye’de bulunduğuna dikkat çeken Ghajar, “İltica Kanunu ‘Mülteci olan kişinin güvenliğini, ruh ve beden sağlığını korumak onu kabul eden hükümetin ve ülkenin sorumluluğundadır’ diyor. En fazla mülteci barındıran Türkiye Avrupa’dan tonlarca para alıyor ama siyasi ilişkilerini insanların hayatları üzerinden kuruyor. Türkiye’deki siyasi mülteciler tehdit mesajları karşısında polise gidince ‘Elimizden bir şey gelmez, sen de sus ve faaliyetlerine devam etme’ gibi yanıtlar alıyor” dedi.

Kaynak: evrensel

İlginizi çekebilir