Diyarbakır Surlarının 30 bölümü hasar gördü: Rapor UNESCO ve bazı uluslararası kuruluşlara da gönderildi

Maraş merkezli depremlerden etkilenen kentlerden Diyarbakır’da, tarihi surların 30 bölümü ile 3 cami hasar gördü. Rapor UNESCO ve bazı uluslararası kuruluşlara da gönderildi.

Depremin ardından harekete geçen Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Derneği (DVKD), uzmanlardan oluşan bir ekiple, surlar üzerinde hasar tespit çalışması yaptı. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan surları 9-11 Şubat tarihleri arasında inceleyen ekip, 30 bölümde hasar tespit etti.

Dernek tarafından yayımlanan ön inceleme raporunda, tarihi surların burç ve burç aralarında toplam 30 noktada göçükler, yatay-dikey çatlaklar, yarıklar, dikey-yatay derz boşalmaları, payanda taşlarının düşmesi, kabarmalar tespit edilerek, taş düşme risklerinin devam ettiği bildirildi.

Kısa bir süre önce restore edilen ve birçok sosyal etkinlik için kullanılan Keçi Burcu’nda da hasar oluştu. Raporda yer alan verilere göre, Keçi Burcu’nun batı yüzeyinde taşların dökülürken, dökülen alanlarda dolgu duvarda da dikey çatlaklar oluştu. Raporda, Keçi Burcu’nda akan suyun duvarların yüzeyinden aktığı ve bunun yapıdaki bağlayıcı harcın yumuşamasına ve bağlayıcı özelliğini kaybetmesi nedeniyle depremdeki sarsıntı sonucu alanın yıkıldığının düşünüldüğü vurgulandı.

Rapora göre en büyük hasar, 18 ile 19 nolu burçlar arasında kalan sur duvarlarında meydana geldi. Geniş çaplı dökülme ve yıkılmaların tespit edildiği vurgulanan raporda, duvarın üst kısmında yayılmanın büyük bir alanı etkilediğine dikkat çekilerek sur dibindeki tali küçük kapının iç dolgusunda, yıkılma olduğu belirtildi.

İç Kale’deki hasar

Diyarbakır’ın ilk kurulduğu yer olarak kabul edilen İç Kale’nin üzerine inşa edildiği kayalıklarda, kaya tabakasında yıkım oluştuğu ve aynı kayalık yüzeyinde çok sayıda çatlağın gözlemlendiği raporda yer aldı. Raporda, yıkım riskine dikkat çekilerek bu alanlarda acil restorasyon ihtiyacı olduğu vurgulandı. Raporda, 16 burç ve değişik burçlar arasındaki 14 duvar ve kayalık bölgede hasar meydana geldiği ifade edildi.

Camiler de depremden etkilendi

Depremden sadece surlar zarar görmedi. Raporda yer alan verilere göre, depremler üç camide de hasara neden oldu. Raporda, Tarihi Dört Ayaklı Minarenin kuzey cephesindeki sütunun üstünde daha önce var olan dikey çatlakla birlikte, kirişin üzerinde yukarı doğru uzanan derzlerde de yeni ayrışmalar oluştuğu belirtildi. Safa Camisi’nin minaresinin gövdesinin kaideye yakın bölümünde yer yer derin çatlaklar oluşurken mahalle sakinleri, çatlaklardaki ayrışmanın giderek büyüdüğünü söyledi.

Sur ilçesinde bulunan tarihi Behram Paşa Camisi’nin duvarında da derin çatlaklar oluştuğuna vurgu yapılan raporda, cami girişinin doğu ve batısında, müezzin mahfilinde çatlaklar olduğu vurgulandı. Raporda çatlakların “sıva çatlağı mı yoksa yapısal çatlaklar mı” olduğunun tespit edilmesi çağrısı yapıldı.

“Riskli alanlarda önlem alınması gerekiyor”

İncelemeyi yapan ekipte yer alan Arkeolog Nevin Soyukaya, hasarları ve riskleri tespit etmek amacıyla inceleme yaptıklarını söyledi. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Soyukaya, sadece surları ve camileri incelediklerini belirterek sivil mimari eserlerin de incelenmesi gerektiğini söyledi. Soyukaya, tespit ettikleri risklerle ilgili yetkilileri uyardıklarını ifade ederek “Riskli alanlar var. Mesela surlarda kabarmış alanlar var. O kabaran alanlardan her an taş düşebilir ya da yeni bir sarsıntıda dökülebilir. Mesela Keçi Burcu’ndaki en büyük sorun, çörtenler kısa yapılmış. Akan su olduğu gibi duvara geliyor ve su, nem duvarın içindeki bağlayıcı harcı yok ediyor, depremde hızlıca yıkılmış orası. Dolayısıyla böylesi alanları sağlamlaştırmak gerekiyor. Safa Camii minaresinde risk büyüktü. Vatandaşın da uyarısıyla onu fark ettik. Çatlaklar giderek büyüyordu, dolayısıyla minarenin yıkılması yakınında da mahalle olduğu için, ciddi kayıplara da neden olabilirdi. Hem bir kültür varlığının yok olması hem de etrafta can ve mal kaybına neden olması riskine karşı valilikle iletişime geçildi, önlem alınması istendi” dedi.

Riskli alanlarda önlem alınması gerektiğine vurgu yapan Soyukaya, “Detaylı bir çalışma yapmak gerekiyor. Sivil mimari örneklerinde de o çalışmayı yapmak gerekiyor çünkü insanlar hala içinde oturuyor olabilir ve risk taşıyor olabilir” diye konuştu.

Soyukaya, raporu UNESCO ile birlikte, Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) ve Dünya Mirası hakkında kamu bilincini, bilgisini ve eğitimini teşvik etmek amacıyla oluşturulan 190 kurum ve gönüllünün üye olduğu, World Heritage Watch’a gönderdiklerini de sözlerine ekledi.

Kaynak: VOA

İlginizi çekebilir