Yüz yıllardır Kürt halkının yaşam biçimini, acılarını ve Kürt coğrafyasını anlatan ‘Dengbejlik’ geleneği günümüzde de etkisini sürdürüyor.
Oktay Candemir:
“Stran” olarak bilinen ve Kürt sözlü edebiyatının temelini oluşturan Dengbejler Ortadoğu’da beş bin yıldır nesilden nesilden aktarıldı. Kürt halkının gelenek, göreneklerini yansıtan ve Kürt kültüründe önemli bir yere sahip olan “Dengbejlik” geleneği uzun yıllar köy köy gezerek klamlarını okuyan dengbejlerin oluşturduğu divanlar ve ses kayıtlarıyla günümüze kadar ulaştı.
İlk olarak Serhat bölgesinde, Muş ,Ağrı, Van, Kars illerinde ortaya çıkan Dengbejlik aynı zamanda Kürt kültürünün önemli sembollerinden biri oldu.
Evdale Zeyniki’den Şakiro, Zahıro, Reso, Sebri, Evdilkerim, Ayşe Şan gibi isimler son yüz yılda dengbejlik geleneğinin ennemli isimleri oldu.
21 yüzyılda yaşanan hızlı teknolojik gelişmelerle birlikte dengbejlerin sesi daha fazla duyulmaya başlandı. Kürtçe yasağı nedeniyle uzun yıllar gizli gizli dinlenilen Şakiro ve diğer dengbejlere internet ortamından çok rahat ulaşılabiliyor.
Teknolojinin sağladığı imkanlar ve kolaylıklar bu alanda yeni seslerinde ortaya çıkmasına neden oluyor. Bu seslerden biri de Diyarbakır’dan yükseliyor. Genç kadın Ruşenê youtube de en çok izlenen dengbejlerden biri oldu.
Ruşenê ile dengbejliği, sesini ve geleceği konuştuk.
“DENGBEJLİK MÜZİKLE DEĞİL, GIRTLAKLA SÖYLENİR”
Sürekli dengbeji dinleyen bir baba, söyleyen bir teyze ve dayı ile büyüdüğünü anlatan Ruşenê, “Benim dengbejiye olan ilk ilgim aşinalığım oradan diye düşünüyorum. Onlar dinlediği, söylediği zaman çocuk aklımla çok anlamasam da her dinlediğimde o günlere dönmemden beni baya etkilediğini düşünüyorum. Kürtçede Deng; ses, bej; söylemek anlamına gelir. Dengbejî tarzında esas olarak müziğe gerek duyulmaz, söyleyen sözlere ses ve ruh katar. Her yörenin, yerin kendine has bir havası, söyleme tekniği ve gırtlak yapısı vardır” diyor.
“SUR’UN DİRENEN KÜÇELERİNİ YANSITMAYA ÇALIŞTIM”
Son çalışmasında Sait Axayê Cizîrî’den dinlediği Ahmedê Mala Mûsa eserini seslendirdiğini kaydeden Ruşenê, “ Elektronik denemeler ve mey sesiyle alışılmış tarzın biraz dışına çıkıp yeni bir Dengbeji çalışması ortaya koyduk. Görüntülerde çoğunlukla Sur sokaklarının tarihi dokusunu, yaşanmışlıklarını, yıkılmaya çalışılsa da hep direnmiş küçelerini yansıtmaya çalıştık.” diye konuştu.
“ERİVAN RADYOSUNDAN ESİNLENDİM”
Ruşenê, “ Şimdiye kadar seslendirdiğim Dengbêjî eserlerler; Sait Axayê Cizîrîden dinlediğim Ahmedê Mala Mûsa, Karapetê Xaço’dan dinlediğim Lawikê Metînî, Ayşe Şan’dan dinlediğim Lê Lê Dayê , Aslika Qadir’dan dinlediğim Qasimo. Gelecek projelerde daha çok Erivan radyosunun değerli engin arşivinden dinleyip söylemek istediğim, albüm haline getirmek istediğim o kadar çok eser var ki, sesim soluğum zamanım ne kadarına yeter bilmiyorum… Dengbejî dinlemek ve söylemek benim için bir tutku. Özellikle genç arkadaşların dinlemesini ve sesimin onlara da ulaşmasını daha fazla istiyorum.” İfadelerini kullandı.
‘DENGBEJLER TARİHİN ANLATICISIDIR’
“Benim için dengbejler sesli tarih taşıyıcıları, yaşam ve kültür sanatçılarıdır” diyerek sözlerini sürdüren Ruşenê: “Unutulmaya yüz tutmuş yazılı olmayan bir tarihin; savaşlarını, aşklarını, yaşam şekillerini, düğünlerini , kültürlerini günümüze taşıyan kadim anlatıcılardır. Usta yazar Mehmet Uzunun söylediği gibi “Dengbej; insana, insanlığa bir dil; kimlik, tarih, benlik, bellek ve ses, nefes; insanı, insanlığı, insani anlatıyı, çağlar boyu kesintisiz bir çağlayan haline getiren kaynaktır.”dedi.
‘BEN DENGBEJ DEĞİL, DENGBEJ SEVDALISIYIM’
Dengbej Ruşenê son olarak şunları söyledi:
Benim için Kürtçe şarkı söylemek; dilimle, uzaklaştırıldığım özümle, tarihimle hasret gidermek gibi. Tarzı ne olursa olsun anadilimde şarkılar söylemeyi seviyorum. Ben kendime hiçbir zaman dengbej demedim olsa olsa dengbej sevdalısı ve söylemeye çalışan biri derim en fazla. Dinleyenlerin bana dengbej demesi hem gururumu okşuyor hem de o büyük seslerin yolunda ve izinde gidebilmek gibi büyük bir sorumluluk da yüklüyor. Umarım buna layık olup taşıyabilirim.”