Berlin’de 2’nci Uluslararası Kadın Konferansı: ‚Jin, Jiyan, Azadi‘ mücadelesini büyüteceğiz

 2’nci Uluslararası Kadın Konferansı’nın ilk gününde Kurdistan’da kimyasal saldırılara tepki gösterilerek, Jin Jiyan Azadi mücadelesinin büyütüleceği mesajı verildi. 
Kadınlar Geleceği Örüyor Ağı’nın “Devrimimiz: Hayatı Özgürleştirmek” şiarıyla düzenlediği 2’nci Uluslararası Kadın Konferansı Almanya’nın Berlin kentinde başladı. İki gün sürecek olan konferans için Kürt kadın hareketi başta olmak üzere dünyanın bir çok yerinden kadınlar bir araya geldi. Berlin Teknik Üniversitesi’nde gerçekleştirilen konferansın açılış konuşmasının ardından ilk oturum „Üçüncü Dünya Savaşı ve Devlet ile Erkek Egemenliğinin Dokunulmazlık Zırhının Parçalanması“ başlığı ile başladı.
Kürt Barış Enstitüsü Araştırma Direktörü Meghan Bodette Moderatörlüğü’nde başlayan oturumun ilk başlığı „Toplum ve kadınlar üzerindeki devlet şiddeti- egemen erkek kırbacı“ oldu. Bu bölümde konuşan Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Uluslararası İlişkiler Komisyonu Sözcüsü Nilüfer Koç, dünya kadınlarının manifestosuna dönen “Jin Jiyan Azadi” sloganına değinerek, „Bu söz Abdullah Öcalan’ın yarattığı 40 yıllık tarihi felsefedir” dedi.
Ortadoğu’da devletlerin ürettikleri şiddetin benzerliklerine dikkat çeken Koç, Boko Haram, Tahrir El Şam, DAİŞ gibi çeteleri örnek verdi. Koç, “Bu paramiliter anlayışların tek amacı kadınları, toplumu bir birine düşman olarak göstermektir. Ama biz örgütlenirsek, onları yenebiliriz. Bunun örneğini Kurdistan’da gördük. Bu nedenle sorumluluk alma zamanı geldi diyorum. Jin Jiyan Azadi diyorum” dedi.
‚BATILI DEVLETLER TALİBAN’I DESTEKLİYOR‘
Afganistan Devrimci Kadınlar Derneği (RAWA) Temsilcisisi Mariam Rawi, Taliban’ın kadın düşmanı politikalarına dikkat çekerek konuşmasına başladı. Taliban’ın ideolojisinin kadınları ev işleri yapmak için kullanılan makinalar olarak gördüğünü söyleyen Rawi, batılı devletlerin kendi çıkarları için Taliban’ı desteklediğini belirtti.
‚JİN JİYAN AZADİ SLOGANINI BÜYÜTECEĞİZ‘
Kadınlar olarak zorlu bir yolcuktan geçtiklerini belirten Rawi konuşmasını şöyle sürdürdü: „Afganistan’da en ezilmiş kesim olan kadınları eğitmek gibi bir görevimiz var. RAWA olarak bu islamcılara karşı direnmeye devam edeceğiz. Bu direniş daha da büyüyecektir. İran’da direnen kadınların, Rojava’da direnen kadınların yanındayız. Afganistan’da yaşamı örmek gibi bir görevimiz var. Şehit yoldaşlarımızın yolundan devam edeceğiz. Dünyanın her yerinden kadınlar ‚Jin jiyan azadi‘ sloganlarını da daha da büyüterek söylemeye devam edecektir“ ifadesinde bulundu.
‚DEMOKRASİ YALANI‘
„Eko-kırım: Doğal kaynakların acımasızca sömürüsüne dayanan egemenliği, mülkleştirmeyi ve baskıyı parçalamak“ başlığına ilişkin konuşan Guetemala’dan Feministas Abya Yala adına konuşan Lolita Chavez, sözlerine, “Savaşa hayır, Kürdistan’da kimyasal silahların kullanılmasına hayır diyoruz” diyerek başladı. Yaşamı koruyan bir halktan geldiklerini ifade eden Chavez, “Bizler toprağın çocukları ve koruyucusuyuz. Latin Amerika’da erkek egemen sistemi, kurnaz erkeği istemiyoruz. Fakat iki yüzlü bir ahlakları var. Bizler kendimizi, toprağımızı savunduk. Bizim topraklarımızda farklı yaşamlar var. Biz jineolojiyi de bütün bu farklılıklar için seviyoruz. Bizim bölgemizde demokrasi olduğu söyleniyor fakat bu tamamen yalan. Bölgemizde silah sesleri giderek artıyor. Bu silahlar bizleri öldürmek için kullanılıyor. Bu demokrasi değildir“ dedi. Chavez, „Mapuçe kardeşlerimiz gibi özgürlüğü savunuyoruz. Özgürlük, özgürlük, özgürlük diyoruz. Kadınlar tarafından organize edilen kongremizi selamlıyoruz. Adalet talep ediyoruz ve affetmiyoruz. Artık zaman yok. Feminist ağlarımızı örelim“ şeklinde konuştu.
‚ROJAVA EKO-FEMİNİSTİR‘
Ardından konuşan Avustralyalı Sosyolog ve eko-feminist Ariel Saleh, Rojava’da eko-feminizmin yaşam bulduğunu söyledi. Eko-feminizm hakkında sinevizyon gösterisi sunan Saleh, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın kadınlara ilişkin sözlerini hatırlatarak, „5 bin yıllık tarih şunu ortaya çıkardı ki baskı ve ayrımcılığı ilk kadınlar yaşamış“ dedi. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın „Toplumların kurtuluşu kadınların kurtuluşu ile sağlanabilir“ sözlerini anımsatan Saleh, kadın mücadelesinin önemine değindi.
İlk oturumun „Görünmeyeni Görünür Kılmak: Kadınların ücretsiz ve düşük ücretli emeğine dayanan kapitalist sistemle mücadele“ adlı son başlığı altında konuşan İtalyan Barış aktivisti feminist Genevieve Vaughan, kadın emeğinin görünmemesi üzerine bir konuşma yaptı.
HİNDİSTAN’DA ‘GÜVENLİK’ SÖMÜRÜSÜ
Son olarak Tüm Hindistan İlerici Kadınlar Derneği aktivisti Kavita Krishnan, dünyadaki bütün kadın işçileri selamlayarak konuşmasına başladı. Devletler ve şirketlerin birlikte kadın bedenine hükmettiklerini ve çok yoğun çalıştırdıklarını belirten Krishnan, „Hindistan’da bütün ünlü kıyafet markaları için çalışan kadınları düşünelim. Bu şirketler, anne ve babalarına kızlarının 3 yıl çalışacağı ve 3 yıl bitince bir seferde ödeme yapacaklarını ve kızlarının koruma altında tutacaklarını söylüyorlar. Güvenlik aslında bir kod kelime olarak kullanılıyor. Aileler ise bu kod ile kızlarının kendi kast sisteminin dışında kalan ailelerle evlenmesinin önüne geçiyor. Yine tecavüz Hindistan’da çok yaygın“ dedi.
Konuşmaların ardından konferans soru-cevap bölümüyle devam etti. Soru-cevap bölümünden sonra konferansın ilk günü atölyeler ile sona erecek.

 

/Mezopotamya Ajansı/

İlginizi çekebilir