Azad Aslan : Kim bu Robert Müller?

Her ne kadar dünya genelinde yeni yeni tanınmış olsa da Amerika’da çok önceden ve çok yakından bilinen ve tartışılan bir isim Robert Müller. 2016 yılındaki başkanlık seçimlerinde Rusya ile işbirliği yapılıp yapılmadığını, dolayısıyla seçime şaibe karışıp karışmadığını araştırmak amacıyla 2017 yılında başlatılan özel soruşturmayı yürüten savcı.

Kimilerine göre derin devletin adamı , kimilerine göre gerçek bir vatansever ve demokrat.

Varlıklı bir ailenin çocuğu olarak New Jersey de dünyaya gelen Müller, aynı zamanda Vietnam’da savaşmış ve birkaç kez de yaralanmıştır. Savaştan sonra hukuk eğitimini tamamlayan Müller, Washington’da adalet bakanlığında savcı olarak çalışmıştır.

2001 yılında gerçekleşen 11 Eylül saldırılarından bir hafta önce FBI’ın başına getirilmiştir. 2013 yılına kadar gerek Cumhuriyetçi gerekse Demokrat başkanların olduğu dönemlerde gürevini sorunsuz yürütmüştür.

11 Eylül saldırılarında Bush hükümeti, CIA ve FBI ajanlarının rolü Amerikan kamuoyunda zaman zaman tartışılıyor. Trump yanlısı medya ve yayın organları bu konuyu son dönemlerde daha çok dillendirmeye başladı. Bu iddialar dillendirilirken Müllerin de bu konuda kilit bir role sahip olduğu iddia ediliyor.

Öyle ki bu tezler çok ağır suçlamaları da içinde barındırıyor. Tabii buna rağmen hukuksal bir hareketliliğin olmaması iddiaların ciddiyetine gölge düşürüyor. Kendisine yönelik tüm bu suçlamalar karşısında çok soğukkanlı bir şekilde sessizliğini korudu Müller. Tüm tahriklere rağmen erdemli duruşundan taviz vermeyen bir insan profili çiziyor. Siyasi geçmişi ve prensibleri ile taraflı tarafsız herkesin güvenini ve saygısını kazanmış biri.

Yakın zamanda temsilciler meclisi adalet komisyonuna soruşturmaya ilişkin bilgi sundu.Bu soruşturma içerisinde Trump’ın suçunu kanıtlayacak bir delile ulaşmadıklarını,soruşturma çerçevesinde 34 kişinin tutuklandığını ve bunların içerisinde Trump’ ın seçim ekibinden de isimlerin yer aldığı bilgisi verildi.

Komisyona verilen bu bilgiler canlı olarak birçok kanal tarafından yayınlandı. Trump her ne kadar izlemeyeceğini söylese de bunu kendisine yönelik çirkin bir iftira olarak lanse etse de,gerek yayın öncesi ve esnasında twittleri ile ne kadar yakından ilgilendiğini de göstermiş oldu.

Amerikan kamuoyunun gerek Cumhuriyetçi gerekse Demokratların tam güvenini kazanan bir savcı olarak Müller’in bu soruşturmayı nihai bir sonuca ulaştırması, yani Trump’ın azledilmesiyle sonuçlandırması dünya kamuoyunun da beklentileri arasındaydı.

Ancak soruşturmada Trump’ı suçlu gösterecek bir delilin olmadığı Müller tarafından dile getirildi. Bu durum belirli kesimlerde hayal kırıklığına neden olsa da iç siyasi dinamikler açısından aslında olması gereken oluyordu. Bir başkanlık krizinin iç ve dış siyasette yaratacağı depremi kimsenin göze alamadığı bir gerçek.

Bunu böyle görmek gerekir. Sonuç böyle olunca da bu soruşturma için Robert Müller’in neden seçildiği de daha iyi anlaşılıyor.

Siyasette erdem ve prensipler gerçek anlamda hiçbir zaman yoktur. Bu sadece bir makyaj malzemesidir ve Müller bunun güzel bir örneğidir.

Bu soruşturmanın Trump aleyhine sonuçlanmamasının, 2020 seçimlerinde büyük bir artı olarak geri dönüşü olacaktır. Belki de amaçlanan buydu. Bilemeyiz ama şu da bir gerçek ki dünya siyasetindeki düşük profilli başkanlar çoğalıyor.

İlkesizlik ve erdemsizlik siyasete hakim oldukça da bu kısır döngü hep devam edeceğe benziyor…

İlginizi çekebilir